Türkiye'de üç çeşit kemençe vardır. Birinci çeşit on dokuzuncu yüzyılda lavta ile (Almanca-Arapça: Mızrapla çalınan, gövdesi udtan küçük bir çalgı), köçekçe (çoğu karcığar ya da ağırlama makamında, kıvrak, şen oyun havası) takımlarının başlıca çalgısı olan klasik kemençe. Bu saz büyük bir virtüöz olan Tanburi Cemil Bey'in elinde incesaza girdi. Günümüzdeki klasik Türk müziği topluluklarının vazgeçilmez üç çalgısından (ney, tanbur) biri oldu. Hüseyin Saadettin Arel'de soprano (üst ses) alto, tenor, bariton ve bas kemençeler yaptırarak, Türk müziğinde batı müziğindeki keman ailesinin yerini tutacak bir kemençe ailesi yaratmak istemiş, ama bu tasarısına gerçekleştirememişti. Klasik kemençenin gövdesi yarım armuda benzediği için bu çalgıya "armudi kemençe" de denilmektedir. Üç tellidir klasik kemençe. Arel'in kemençesi dört telliydi. Çoğunda eskiden olduğu gibi bağırsaktan yapılma teller kullanılır. Teknesinin altındaki kuyruk takozu sol dize, on iki - on beş cm uzunluktaki burgularıysa göğüse dayanarak, telleri parmak uçlarıyla basmak yerine tırnaklarla yandan hafifçe itilerek çalınır. Akordu yegah-rast-neva (la-re'-la') biçiminde düzenlenir. Ses alanı çalanın ustalığına bağlı olarak iki buçuk oktavı geçebilir. Beşli aralıklarla akort edilir. Önce bir dörtlü, sonra bir beşli durumda düzenlenmesi ve dört telli olmaması teknik olanakları azaltır. Bu yüzden dört telli denemeler yapılmıştır.
Klasik kemençe rebapla yakın akrabadır. Çalgının üst bölümü düz, alt bölümü şişiktir. Gövde ve göğüs olarak iki bölümdür. Gövdenin en iyisi karadut ağacından yapılır. Peleseni, ceviz, limon gibi ağaçlardan da yapılabilir. Göğüs (kapak) servi ağacından yapılırsa yumuşak, müzikal; çamdan yapılırsa gür ve tok bir ses verir. Kulak denilen burguları üç tanedir. Fildişi abanoz ya da benzeri sert ağaçlardan yapılır. Burgu on beş cm'dir. Kapakta karşılıklı dört cm. uzunluğunda iki delik vardır. Delikler aracılığıyla ses dışarı çıkar. Kemençenin yayı abanoz ya da gül ağacındandir. Yay altmış cm'dir. Kılların uzunluğu kırk altı cm'dir. Çalınırken burgular göğse, geniş alt bölüm de sol düz üstüne konulur. Çalarken telden tele geçmek için, sol el ayasının hafifçe dokunması ile kemençe döndürülür, yay her zaman düz olarak gerilir. Son zamanlarda yaptırılan beş büyük kemençe ile çok sesli Türk müziği çalınmaktadır. Ünlü klasik kemençe sanatçıları şunlardır: Tanburi Cemali Bey, Sotirt, Aleko Bocanos, Paraşko Leondaridis, Ruşen Kam, Fahire Fersan, Haluk Recai, Cüneyt Orhon, Ekrem Erdoğdu.
Günümüzde Yunanlıların lirasi, Bulgarların gudulkası ile Kuzeybatı Anadolu'da, Ortaçağda Batı Avrupa'da ve Orta Asya'da benzerleri vardır klasik kemençenin.
İkinci çeşit kemençe, Güney Anadolu Türkmenlerinin çalgısı olan Türkmen kemençesidir. Ali Rıza Yalgın, "Toroslarda Karatepeli Bölgesi" adlı yapıtında bölge kemençesini, hem çalınırken hem de çalgı olarak resimlemiş, yayımlamış. Daha basitçe bir görüşü var bu kemençenin. Bizim Karadeniz kemençesinin daha hantal, daha kabası gibi.
Üçüncü çeşit kemençe, bizim kemençemiz. Doğu Karadeniz kemençesidir. Fransızların pochette, İngilizlerin kit adını verdiği yaylı çalgının akrabasıdır. Anadolu'ya ne zaman ve hangi yolla girdiğini belirtmek güçtür. Avrupa'ya Doğu'dan gitmiş, olabilir. Ortaçağ sonları Avrupa halk yaylı çalgıları yaygın olarak kullanılmıştır. Avrupa'da kasaba çalgıcıları kemençe benzeri çalgıları, bu aletin keskin ve yaygaracı sesinden, halk danslarına eşlik etmekte yararlanırlardı. Yüzyıllar boyunca değişikliğe uğradı sözü edilen bu kemençeler başlangıçta dört ya da altı çift telli idi.
Her türlü duygu ve düşünceleriniz için bize buradan ulaşabilirsiniz.