2012 yılında kaybettiğimiz, UNESCO SOKÜM Yaşayan İnsan Hazinesi Neşet Ertaş, büyükşehir halk müziği, şehir halk müziği olayını, kavramını açıklamamızı sağlayan en güzel örnektir. Ertaş, babası Muharrem Ertaş ve diğer Kırşehirli Abdallardan öğrendiği türkü havalandırma, yakma tekniğini Ankara ve İstanbul'daki halk müziği ustalarını, saz şairlerini tanıdıktan sonra bambaşka bir seviyeye getirmiştir. Beğendiği mısralardan, şarkı ve türkü bölümlerinden yola çıkarak yeni türkü ve oyun havası üretme, yaratma noktasına gelmiştir. İşte onu farklı kılan özelliği, güzelliği Ankara ve İstanbul'un müzik, eğlence ortamı kazandırmıştır. Bu piyasa, daima açtır. Yeni türkü, oyun havası bekler. Ertaş, eğlence dünyasının nabzını tutmasını iyi öğrenmişti. Şimdi, büyük ustanın Kırşehir dışında yarattığı bu eserleri Kırşehir türküsü saymak doğru mudur? Ankara Devlet Konservatuvarı halk müziği derleme ekiplerinin türküleri, derlendiği ile mal etme hatası yıllar sonra anlaşılmadı mı? Çanakkale Savaşlarının ünlü türküsünün notası defalarca yayımlandıktan sonra 1948'de Kastamonu derlemeleri sırasında dinlendi diye TRT THM Repertuvarında Kastamonu türküsü gösterilmesi hatasında ısrarın gereksizliği tekrar tekrar vurgulanmadı mı?
Halk biliminde, bir ezginin/türkünün yöresini belirlerken şu temel ölçüler/kriterler dikkate alınır:
1. Olay türkülerinde, ağıtlarda olayın geçtiği yer ve türküyü, ağıtı yakanın memleketi dikkate alınır.
2. Türkünün derlendiği il, her zaman o türkünün vatanını göstermez. Aynı türkü aynen veya çeşitleme olarak birçok ilde söylenebilir. Bütün örnekler derlenip analiz edilmeden türkünün gerçek doğuş yeri belirlenemez. Çanakkale Türküsü'nün Kastamonu dışında başka illerden derlenmiş çeşitlemeleri de varken, ilk rastlandığı yere kaydedilmesi, bu konuda yapılan hatalara en çarpıcı örnektir.
3. Yörenin tartım/ritmik özelliği, makamsal yapısı ve yaygınlığı, ezgi işlenişi-motifleri, ikinci dereceden de söz unsuru çalınış tavrı okunuş ağız ve üslubu türkü kimliğini belirlemede en önemli ölçülerdir.
4. Türkünün yöre gelenekleri içinde yer alması, yaygınlığı, iyi icra edilmesi de en önemli ölçülerden biridir. Bir türkü, nerede yaşıyorsa, geleneksel kültürün, eğlence kültürünün vazgeçilmez bir unsuru haline gelmişse oranın malıdır. Bu yaklaşım sonucu, bir türkünün birden çok ile ait olabileceğini söyleyebiliriz. İl coğrafi sınırlarıyla hatta ülkelerin siyasi sınırları ile türkülerin coğrafi sınırları daima birbirinden farklıdır.
5. Türkü çatallarının, çeşitlemelerinin her biri değerlidir, önemlidir. Bir türkünün ne kadar çok çeşitlemesi varsa, değeri o derecede yüksektir. "Aslı, güzeli şu ilde var, diğerlerinin önemi yok. Repertuvara almaya değmez." denemez. Daha önce bu konuda yapılan yanlış uygulama ve hatalar yüzünden geniş ve zengin kültür coğrafyamıza oranla halk müziği repertuvarımızın sayısı çok kısır kalmıştır. Bugün için tespit edilen sözlü ve sözsüz olmak üzere en az elli bin ezgimiz olmalıydı.
Her türlü duygu ve düşünceleriniz için bize buradan ulaşabilirsiniz.