Aşıklar gerek 'buta'larını aramak, gerekse şöhret sahibi olmak, para kazanmak gibi gayelerle çevreyi gezerler. Aralarında çok uzak ülkelere gidenler vardır. Bu gezme sırasında bölge aşıklarıyla yarışmalar yaparlar. Bu yarışmalara 'meydan edilme, divana çıkma' denir. Divanı idare etmek için bir hakem heyeti bulunur. Aşıklar önce rakiplerine ve dinleyicilere (ustası, mat ettiği aşıklar, gezdiği yerler anlatılarak) tanıştırılır. Çoğu kez hayatlarını şiir ile hikaye ederek de aşıklar tanışırlar. Tanışmadan sonra, birbirlerine iltifat edici, saygılı bir üslupla 'ağırlama' deyişler söylerler. Ağırlamadan sonra, daha iğneleyici, küçümseyici, takılmak deyişlere geçilir. Atışmanın dozu ve heyecanı artarak sürer. Ardından 'tutmaca'lara, 'karşı-beri'lere, 'bağlama-çözme'lere geçilir.
Bu bağlama-çözmelerin bazen günlerce sürdüğü olur. Neticede biri diğerini yenerek 'mat eder'. Yenen aşık ortaya konan ödülleri alır. Yenilen aşığın sazını karşısındakine teslim ederek, bir daha divana çıkmaması, geleneği bırakması da söz konusudur. Bu ağır kuraldan dolayı 'aşığın devranı kırk gündür' deyimi yaygındır.
Aşıklar gezdikleri yerlerde, bölgenin ileri gelenleri tarafından ağırlanırlar. Doğuda düğün ve eğlencelerin en önemli konuğu; aşıklardır. Hikayeci aşıklar, dinleyenlerin isteği üzerine bildikleri veya tertip ettikleri hikayeleri de anlatırlar. Çok uzun olan bu hikayeler bazen birkaç gece sürer. Aşık hikayeye başlamadan önce, eski aşıklardan bir deyiş söyler. Buna 'üstadname' denir. Sonra 'döşeme' adı verilen güldürücü, kısa bir tekerlemeyle dinleyicilerin dikkatini toplar ve hikayesini anlatmaya başlar. Hikayenin deyişli bölümlerini, bazen aşığın yanında gezdirdiği sesi güzel biri de söyleyebilir.
Bu hikayeler içinde Çıldırlı Aşık Şenlik'in, Sevdakar, Salman Bey, Latif Şah; Müdami'nin, Ali Şir ile Gül; Efkari'nin, İbrahim Şah, Abdullah Şah, Burhan Şah; Murat Çobanoğlu'nun, Öksüz Vezir hikayeleri ünlüdür.
Aşık tipinin Çıldırlı Şenlik, Narmanlı Sümmani, Huzuri, Zülali, Mahiri, Bayburtlu Celali gibi ünlü temsilcileri yanında, günümüz aşıklarından Dursun Cevlani, Deryami, Çobanoğlu, Mevlit İhsani, Taşlıova, Reyhani... geleneği bütün icaplarıyla sürdüren usta aşıklardır.
Aşıkların getirdikleri disiplin ve kurallar, ozan; saz şairi, kalem şairi gibi diğer halk şairlerinin yerlerini daha belirginleştirmiş, bunların farklılıklarını daha açık ortaya koymuştur. Bu farklılık; 'halk şairi' şemsiyesi altında topladığımız sanatçıların -hususiyetlerini, icraatlarını, tarihi gelişimlerini ve işlevlerini belirleyerek- her birini ayrı ayrı kendi kategorilerinde ele alıp, incelememizi zorunlu kılar.
Her türlü duygu ve düşünceleriniz için bize buradan ulaşabilirsiniz.