Mahzuni içli; içli olduğu kadar çile ve ızdırap dolu bir dünyaya sahiptir. Ozan mısralarını hep bu çileyle örmüştür. "Üzgün, üzüntülü" anlamına gelen "Mahzuni" mahlası, adeta onun üzgün ruh halini yansıtır. Mahzuni, okuyan, araştıran ve sorgulayan bir ozandır. İnsan sevgisi onun en temel değerlerinden birisidir. Muhabbeti seven, dostlarına değer veren, söylenecek bir sözü dolaştırmadan olduğu gibi söyleyen ve insanların inançlarına saygılı olan bir insandır. Aşık Mahzuni; mütevazı, hoşgörülü, kimseyi kırmayan, güler yüzlü, gecenin bir yarısında kendisini telefonla arayan bir hayranını bile sıcakkanlılıkla karşılayan bir ozandır. Aynı zamanda o, haksızlık karşısında şiirleriyle, sanatıyla daima mücadele eden, güçlüye karşı zayıfı savunan ve aristokratlara karşı halkın yanında yer alan bir aydındır. Ailesi için örnek bir aile reisi, çocukları için iyi bir baba, hiç kimseye kötülük düşünmeyen saf bir kişiliktir Mahzuni. Ama bu özelliği bazen ona acı bir tepki olarak, bazen de bir alkış olarak dönmüştür. Şiirlerinde kimilerine namussuz, dürzü, zevzek demekten kendini alamayan ozan, bu durumdan dolayı pişmandır. "Daha ehil bir Mahzuni olabilirdim" diyerek halkından, dinleyicilerinden bu sözlerini hoş görmelerini isteyen ozan kendisini; "Ben bir milletin suçsuz mahkumuyum, diplomasız vekiliyim, en kötüsü de suçlu bir ozanım" diyerek tanımlamıştır. Müziğe özel bir merak duyan ozan; seyahat etmeyi, spor yapmayı, resim ve tiyatroyu severdi. Futbol takımlarından da Fenerbahçe'yi tutardı.
Her türlü duygu ve düşünceleriniz için bize buradan ulaşabilirsiniz.