Aşıklar, saz eşliğinde icra ettikleri manzum eserlerini sunarken dinleyicilerle sohbet ederler, fıkralar anlatırlar, iyiliği ve doğruluğu tavsiye ederek öğütte bulunurlar. Bundaki amaç; dinleyici ile bir diyalog kurarak onların ilgilerini çekmek ve sıkılmadan kendilerini dinlemelerini sağlamaktır. Aşık fasıllarında özellikle televizyon ve radyo gibi medya araçlarının henüz yaygınlaşmadığı dönemlerde aşıklar, halk hikayelerini anlatarak bir nevi halkın sinema, dizi ihtiyaçlarını karşılamışlardır. Öyle ki; bazı hikayeler birkaç gün devam ettiğinden izleyici hikayenin sonunu öğrenmek için bu fasıllara katılır, hikayenin bitmesini beklerdi. Aşıkların anlattığı bu hikayelerle kimi zaman hüzünlenen izleyici, kimi zaman da komik unsurların geçtiği yerde eğlenirdi. Aynı zamanda böyle ortamlar, seyirciye aşık ile sohbet etme imkanı sağlaması nedeniyle onların hoşça vakit geçirme ihtiyaçlarını karşılıyordu. Son yıllarda bu gelenek de bitme noktasına gelmiş, bunun yerini televizyon filmleri ve dizileri almıştır. Ancak burada şunu da belirtmek gerekir ki; sözlü kültürden ve tarihten yararlanarak çekilen sinema ve dizi filmlerinin halkın daha çok ilgisini çekmesinden dolayı halk hikayelerini konu alan filmlerin çekilmesiyle bu geleneğin unutulup gitmesinin önlenebileceği kanaatini taşıyoruz.
Her türlü duygu ve düşünceleriniz için bize buradan ulaşabilirsiniz.