Türkiye'de ozan kimliği ile tanınmasıyla birlikte, siyasetten de uzak kalmayan Aşık Mahzuni Şerif, bir dönem Cumhuriyet Halk Partisi'nden milletvekili adayı olur. 1995 yılında Barış Partisi'nin kurucuları arasında yer alsa da, "son dönemde yalnız bırakıldığı" düşüncesiyle tekrar Cumhuriyet Halk Partisi'ne geçer. Siyasetten kendi adına hiçbir beklentisi olmadığını belirten Mahzuni, "Anadolu halk kültürünün bir temsilcisi olarak aslolan ozan kimliğimdir" açıklamasını yapar. Ozan, "Dolunaya Tül Düştü" adlı şiir kitabının önsözünde, Alevi bir aileden geldiğini ve bundan dolayı da kök kültüründe Alevilik-Bektaşilik yattığını belirttikten sonra "bir de siyasi rengim vardır, onu da açıklayayım ki benim hakkımda(ki) düşünceleriniz netlik kazansın" diyerek "Demokrat Solcu" bir ozan olduğunu açıklar. Mahzuni bir dönem Sosyal Demokrat Halkçı Parti'nin Genel Başkanı Murat Karayalçın'ın danışmanlığını yapsa da kendisine bir şey danışılmadığı gerekçesiyle bir müddet sonra bu görevinden istifa eder. Kendisiyle yapılan bir röportajda: "Müzik, siyaset, ozan ve siyasetçi nerelerde buluşuyor?" sorusuna ozan şu cevabı verir:
Kaynaşım noktasında şu vardır. Ben dokunulan bir adamdım. Devamlı sakıncalı bir Mahzuni oldum. Hemen hemen okuduğum her plak suç oldu. Zaman zaman hapislerde yattım, işkenceler çektim. Şimdi parlamentoya girersem büyük bir fark olur. Kolay kolay bir bekçi, bir polis beni sahneden, kulağımdan tutup götüremez. Bir milletvekili herhalde öyle tartaklanarak, sövülerek, dövülerek götürülmez. Bu sefer daha özgür, daha yasal bir Mahzuni olarak daha korkusuzca halkıma vereceğim mesajları veririm.
Her türlü duygu ve düşünceleriniz için bize buradan ulaşabilirsiniz.