Türk Halk Müziği ezgileri ayrıca "Sözsüz" (Enstrümantal) ve "Sözlü" olmak üzere ikiye ayrılırlar. Sözsüz ezgiler belirli bir veya birden fazla çalgıya, söz eşliksiz olarak çalınan kırık hava veya uzun hava türündeki ezgilerdir. Oyun havalarını, peşrevleri, güreş havalarını, cirit havalarını ve uzun hava ayaklarını (açışlarını) (zemin, yol gösterici ezgi) örnek olarak verebiliriz.
Sözlü ezgiler, çalgı eşliği olsun ya da olmasın, halk şiiri tarzında yazılmış sözler aracılığı ile sadece sözle icra edilen ezgilerdir. Sözlü halk ezgilerinin en çok rastlanılan biçimleri "bentler" den sonra "bağlantı" (nakarat, kavuştak, dönderme) denilen belirli kalıpların tekrar edildiği biçimlerdir. Bunların da genel adı "Türkü"dür.
Türk Halk Müziğinin ilkelerinden birisinin "otantiklik" olduğunu daha önce belirtmiştik. Sözler yöresel okunuşla (ağızla) yazılabileceği gibi, günümüz Türkçesiyle de yazılabilir. Otantik şiveyi kullanma sanatçının kendi düşüncesine ve yorumuna kalmış bir şeydir. Ancak Türk Halk Müziğinin en belirgin özelliklerinden birinin yerel nitelikli olması sebebiyle, otantik şiveyi ve buna paralel olarak da, yöresel tavırları unutmamalıyız ve bizden sonraki nesillere aktarmalıyız.
Her türlü duygu ve düşünceleriniz için bize buradan ulaşabilirsiniz.