İstanbul'da yaşanan sosyal, kültürel, ekonomik hayat şüphesiz çok sayıda türkünün yakılmasına, havalandırılmasına, bestelenmesine sebep olmuştur. Anadolu Rumeli halkı için İstanbul gurbettir. Ekmek parasının kazanıldığı, taşı toprağı altın olan bir şehirdir. En iyi okullar oradadır. Orada meslek sahibi olanların Anadolu'da sırtları yere gelmez. İstanbul'dakinin memleketteki ailesine, yavuklusuna; taşradakinin İstanbul'da çalışan, okuyan evladına, kardeşine, sevgilisine hasreti hiçbir zaman bitmez. Ezgilere, türkülere dökülür bu hasret, gurbet acısı. Türküler, İstanbul'da stüdyolarda plağa, ses kasetine, CD, DVD'ye dökülür. Müzik endüstrisinin bu ürünleri İstanbul'dan Anadolu'ya, Rumeli'ye yayılır. İstanbul'dan yayılan, radyo ve televizyon vasıtasıyla dağılım gücünü artıran söz konusu beste türkülerin sayısı ancak MESAM kayıtlarında görülebilir. İstanbul'da yerli veya taşralı sanatçılarca üretilen bu beste türkülerin bir bölümü gerçekten de çok zevklidir. Bunların sayısının beş yüzden az olmadığını düşünüyoruz. Bugünkü iletişim araçları türkü yakıcıların kimliğini bilmemizi mümkün kılıyor. TRT THM Repertuvarında nitelikli beste türküler için ayrı bir bölüm açılması için kimden emir bekleniyor?
Görülüyor ki, bugüne kadar İstanbul'un dini ve din dışı halk müziğiyle ilgili yaklaşık üç yüze yakın nota yayımlanmıştır. Az mı? Az tabi. Hele, 2 Mart 2015 tarihi itibariyle TRT THM Repertuvarında 26 türkünün yer alması asla hoş görülemez. Bunca Devlet Türk Müziği Konservatuvarı öğretim üyesi, mezunu varken bu çelişki asla kabul edilemez. Eskiden, "Yetişmiş eleman yok." mazereti vardı. Artık, sadece; "Çalışmaya mecburuz." dememiz gerekiyor. Her müzik uzmanı Süleyman Şenel'in yaptığının yarısını ortaya koysa mesele kalmaz. 15 milyonluk İstanbul'un halk müziği ve oyunlarını, halk biliminin kuralları, ilkeleri çerçevesinde değerlendirdiğimizde mutlaka ciltler dolusu Türkü ve oyun havası notası ortaya çıkacaktır.
Her türlü duygu ve düşünceleriniz için bize buradan ulaşabilirsiniz.