Dede Korkut hikayeleri, mevzuları bakımından, tam manasiyle destanidirler. Bunlarda tarihi hadiseler, bilhassa cemiyetin harici düşmanlarla veyahut da büyük afetlerle mücadeleleri, tarih kitaplarında olduğu gibi, hadiselerin her hangi bir sıraya -mesela zaman sırası, mekan icapları veya şahıslarla alakaları bakımından bir sıraya- göre sıralanması değil, hikaye dinlendiği zaman en iyi tesir edecek şekilde, seçme, terkibetme esası, yani bir sanat gayesi gözetilerek, anlatılmaktadır. Bu seçme işi ise hadiselerin beşeri ehemmiyeti esas tutularak yapılmıştır. Fakat eserin şekli epope ile mensur hikaye arasında yer alır. Hikayeler birbirinden müstakil sayılabilirler; yalnız kahramanların isimleri ve hadiselerin sahnesi hikayelerde müşterektir, vahdeti bunlar temin ederler. Hikayeler bir epopenin icabettirdiğinden çok kısadırlar, teferruatı, tasvirleri, kalabalık, çeşit çeşit kahramanları ihtiva etmemeleri, mensur hikayeyi hakim ifade şekli olarak kullanmış olmaları bunları bir epope saymamıza mani olur. Bununla beraber, destani Türk şiirinin bütün karakterlerini taşıyan manzum parçalar, mensur hikayeye karışmıştır. Kitabın usta yazıcısı, bu mezci güç iki ifade şeklini, ölçüsünü şaşırmadan maharetle uzlaştırmasını bilmiştir. O kadar ki çok defa mensur ve manzum parçaları birbirinden ayırmak güç olur.
Her türlü duygu ve düşünceleriniz için bize buradan ulaşabilirsiniz.