Bölgede arabeskleşmeyi en çok yaşayan Mersin, Tarsus ve Erdemli'dir. Köylerin şehirle olan irtibatı, arabeskleşme ve taassup yörenin halk müziğini olumsuz yönde etkilemiş, ilçe merkezine uzak köyler dahi bu kültür kaybından nasibini almıştır. Buna rağmen yöre müziği belirli bir yaş kuşağının sayesinde ayakta durmaya çalışmaktadır.
Bu bölgede de kırık havalara "Topuk Havası" denir. Adı geçen yerleşim birimlerinin, Silifke'ye çok yakın olmasına rağmen yörenin kaşık havaları burada kendini göstermez. Silifke'nin türkülü oyunları Mersin, Tarsus ve Erdemli'de oynansa da sadece bir fantezidir. Zira yöre halkı bu oyunları bilmez. Oynayanlar ise okulların halk oyunları ekipleridir.
Bu bölgede Mersin il sınırları içindeki, Kızılbağ, Düğdüören, Dalakderesi, Tarsus ilçe sınırları içindeki Çamalan ve Kaburgediği Tahtacılarıyla Yenice Alevileri yöre halk müziğine samah ve mengi türleriyle ayrı bir renk katmışlardır. Seyrek de olsa bölgede cemin yapılması samah ve duvaz türü havaların çalınıp söylendiğinin bir işaretidir. Yöre Alevileri içinde Yenice geleneklerine daha çok bağlıdır. Maalesef Sıtkı Pervane'ye iyi sahip çıkamamaları deyişlerinin de repertuvara başka bölgelerden girmesini sağlamıştır.
Tarsus, Mersin ve Erdemli'de de Karaisalı, Aladağ ve Pozantı ilçelerinin müzik karakteri hakimdir. Yörede bozlaklar, diğer bölgelerdeki kadar yaygın değildir. "Pozantı'nın Irmağı", "Havayı da Deli Gönül Havayı" bilinenler arasında ilk sırayı alır. Çukurova'nın diğer bölgelerine göre, burada bozlağın yaygın olmayışı, yörenin yetiştirdiği Tarsuslu Abdulkerim'in tanınmayışı, "Tarsus Arabacı Ağzı" dediği "Sarı Yıldız Mavi Yıldız Batıyor" ve "Arkım Ayıklandı Suyum Akmıyor" gibi bozlakların da yörede bilinmeyişi oldukça dikkat çekicidir.
Tarsus, Mersin, Erdemli'de kapsamlı bir araştırmanın yapılmayışı da yöre halk müziğini olumsuz etkilemiş, bilinenlerin de unutulmasını sağlamıştır. TRT repertuvarına baktığımızda uzun hava hiç yok, kırık hava ise sadece iki tanedir. Muzaffer Sarısözen'in Nevit Kodallı'dan derlediği "Bugün Ayın On Dördü", Mersin merkezinden, Talip Özkan'ın Ahmet Kocayel'den derlediği "Gelinlik Kızlar Gelmiş" adlı ezgi ise Tarsus Köselerli (Huzurkent) köyünden kayıtlara geçmiştir. Bu da bölgede kırık havaların da zengin olmadığının bir kanıtı olmuş, bu kanaat günümüze kadar da gelmiştir. Ancak Huzurkent'te yaptığımız derleme çalışmaları yöredeki kırık havaların az olmadığını göstermiş, verilen kararı değiştirmiştir. Onun için Huzurkent kasabasındaki Köselerli Aşireti'nin bölgede ayrı bir yeri ve değeri vardır. Yöre sanatçısı Ahmet Kocayel bölge türkülerine sazıyla sözüyle, türkü aşkıyla hizmet ederek, araştırarak bu kısır anlayışı değiştirmiş, türkülerle yörenin sesini daha geniş kitlelere duyurmayı başarmıştır. Kendisinden 1985 yılında derlediğimiz türkülerle Tarsus Halk Müziği azımsanmayacak bir repertuvar kazanarak incelediğimiz bölgeler içinde kırık hava bakımından da ilk sırayı almıştır.
Her türlü duygu ve düşünceleriniz için bize buradan ulaşabilirsiniz.