Ağıt yakma geleneği, Türklerde çok eski bir geçmişe dayanmaktadır. Eski Türklerin ölülerin ardından düzenledikleri "yuğ" törenlerinde bugünkü ağıtların ilk örnekleri sayılabilecek "sagu"lar söylenmiştir. Çok eski dönemlerden günümüze gelmiş olan ağıtlar, bir bakıma ölen kişi için söylenen methiyelerdir. Yas ve ağıt geleneği eski çağlardan günümüze kadar, ölüye saygı göstermek, acıyı yansıtmak ve paylaşmak amacıyla varlığını sürdürmektedir.
Ağıt yakma geleneği toplumumuzda oldukça yaygındır. Hatta bu konuda ustalaşmış kişiler vardır. Bu kişiler, ölen kimseyi tanımasalar bile çevreden edindikleri bilgilere dayanarak, klasikleşmiş ağıt teknikleri ile duygu yüklü ağıtlar söyleyebilirler. Ağıtlar, ölenin yakınları, belirli ağıtçılar ya da çevrede yaşayan aşıklar tarafından yakılabilir. Önemli toplumsal olaylarda ise söyleyeni bilinmeyen ağıtlar yakıldığı da görülmektedir.
Ağıtçılar, ağıdın metnini hafızalarındaki eski temeller üzerine kurarlar. Ayrıca kendi yetenekleriyle içinde bulundukları zaman, mekan ve olayın yarattığı etkiden yararlanarak, söyledikleri ağıdın şekil ve konu bakımından zenginleşmesini sağlarlar.
Ağıt, esas olarak ölü evinde yakılır. Cenaze henüz kalkmamışsa ölünün yanında, defnedilmiş ise ona ait bir giyecek ya da o kişinin kullandığı bir eşya orta yere konularak ağıt söylenir. Ağıtlar, daha çok kadınlar tarafından yakılmış olsa da erkekler tarafından yakılan ağıtlar da görülmektedir. Bir de yörede yaşayan aşıkların yazdığı ağıtlar vardır.
Kişi ya da topluma acı veren her olay, ağıt konusu olmuştur. Ağıtlar incelendiğinde, ağıt yakmanın, temel noktasını ölüm kavramının oluşturduğu görülmektedir. Ağıdın amacı, acıyı dile getirmektir. Özellikle genç yaşta ölenlerin arkasından ağıt yakılır. Ölüm dışında kişinin başına gelen önemli kaza ya da hastalıklara, doğal afetlere, tabiata, hayvanlara yakılan ağıtlar yanında, asker uğurlama ve karşılamasında, kına ve gelin göndermede söylenen ağıtlar da görülmektedir.
Ağıtlar, toplumun manevi değerlerindendir. Ağıtlarda ölen kişinin fiziki özellikleri, sosyal statüleri, yaşantısı, ailesi ve çevresi ile ilişkileri, iyi özellikleri, yokluğunun bırakacağı izler vb. dile getirilir. Geleneğin taşıyıcısı olan ağıtlar, söylendiği dönemin özelliklerini de yansıtır. Ağıtlarda o doneme ait ekonomik yapıdan kılık kıyafete, insan ilişkilerinden yaşama biçimine kadar birçok bilgiyi bulmak da mümkündür.
Her türlü duygu ve düşünceleriniz için bize buradan ulaşabilirsiniz.