Son zamanlarda, halk şairlerini korumak suretiyle, halk şairleri geleneğinin ölmesine mani olmak gayretine şahit olduk. Eski hayat nizamının çocukları olan halk şairleri o nizam kalkınca, tabii olarak ortadan kaybolacaklardır. Bu tabii gidişi durdurmağa çalışmak boş bir emek olur. Mevcut halk şairlerini korumak ise, folklor hazinesi olan bu adamları, eski geleneklerin son mümessilleri oldukları için, narin eşyalar gibi ihtimamla muhafaza etmek ve hafızalarında saklı şeylerin hepsini kağıda geçirmek için, şüphesiz zaruridir. Fakat bu suni bir himayedir ve hiçbir zaman, yeni sanatkarların yetişmesine yardım etmiyecektir. Gazete, radyo, gramofon plağı, okul gibi modern rakipler, eskiden birçok vazifeleri birden yüklenmiş bu halk sanatkarlarının seslerini çok geçmeden tamamiyle kesecektir. Halk şairleri, edebiyat tarihimizin -Divan edebiyatının hakimiyeti boyunca- bir ayrı faslını teşkil edecek kadar zengin bir mevzu idiler. Mukadderattan Divan edebiyatının mukadderatiyle muvazi gitmiştir, önümüzdeki asırlarda Karacaoğlan, veya Dadaloğlu gibi şairler beklemek, Fuzuliler, Bikiler beklemek kadar manasız olur. Yeni sanatkarlar, tıpkı vaktiyle büyük şair Yunus'ta olduğu gibi, sadece "halk şairi" olmadıktan halde "halkın şairi" olacaklardır.
Her türlü duygu ve düşünceleriniz için bize buradan ulaşabilirsiniz.