Gönlünü sevda ateşine kaptırmış, yıllar boyu sevdiği uğruna yanıp tutuşmuş, iyi huylu, çevresinde sevilen, güzelliği herkesi büyüleyen bir güzeldir, "Sürmeli Naciye".
Karadeniz'in en şirin kasabalarından Ünye'de doğar. Büyüyüp serpilir, genç kız olur. Yörenin delikanlılarından, peşine düşmeyen kalmaz. Ama gönlüne bir türlü giremezler. Naciye'nin gönlünde "Mazhar" diye bir genç vardır. Karadeniz'in en iyi ata bineni, silah kullananıdır, Mazhar. Bu yiğit, gözünü budaktan sakınmaz, herkese yardım eder, herkes tarafından sevilen biridir.
Günün birinde içindeki arzular gerçekleşir Naciye'nin, ikisi bir gün gözgöze gelirler. Yürekleri ılık bir nehir gibi gürlemeye başlar. Birbirlerine derinden derine sevdalanırlar, evlenmeye karar verirler.
Sonunda düğün dernek kurulur. Davullar, zurnalar ve çeşitli etkinliklerle Naciye, Mazhar'a gelin gider. Naciye'yi isteyip de alamayan Ünye'nin gençleri, Mazhar'ın yöreyi terk etmesini isterler. Eğer gözlerinin önünde olursa, onu öldüreceklerini söylerler. Mazhar Bey onları önemsemez. O, nerede bayram, nerede eğlence, atının üstünde koşup durur.
Sonunda daha yeni evli iken bir pusuda öldürülür. Naciye de daha sonra Ünye'yi terk eder. Ankara'ya yerleşir, ölene kadar hiç evlenmez.
Bu türkü de halkın ağzında dolaşır durur.