Karaca Oğlan, köyüne yakın bir yerde düğüne çağırılıyor.
Yeğeni varmış, Göğ Yusuf, bacısının oğlu.
Karaca Oğlan'ın karısına meyil vermiş. Karaca Oğlan düğüne gidince gelir, kadını kandırır. Yatarlar. Tam o sırada Karaca Oğlan'ın sazının teli kırılır. Bir bahane ile hemen kalkar. Doğru evine gelir. Bakar ki, karısı ile yeğeni yatıyorlar. Hemen kürkünü üzerlerine örter, döner.
Sabahleyin kadın, gece Karaca Oğlan'ın geldiğini anlar. Karaca Oğlan'ı çeşme başında karşılar. Namuslandığından karalar bağlamış. Karaca Oğlan'a yaklaşıp gönlünü almak ister. O zaman aldı Karaca Oğlan, bakalım ne dedi:
Ak kuğum ablak kuğum
Dal burnuna kondu bu gün
Menendinden sakınırdın
Enginlere indin bu gün
Helkeleri ele aldın
Bezirgan bunarına suya indin
Gül verip menevşe aldın
Dostum neler duydun bu gün
Kızlar çıktı kol kol oldu düzüldü
Etim kemiğimden üzüldü
Ne dedim de gün benzin bozuldu
Dostum neler duydun bu gün
Böyle deyince kadın: "Her halde bilmiyor" diye Karaca Oğlan'a karşı yürür, o zaman Karaca Oğlan geri geri çekilir, yine söyler:
Fani Karaca Oğlan fani
Veren alır tatlı canı
Sevmediğin kara donu
Karşımda geydin bu gün
Avrat yine, bir şey anlamamış diye düşünerek ona doğru gider, Karaca Oğlan yine sazı alır söyler:
Çıktım yücesine seyran eyledim
Bir acayip seyranı var bu çölün
Daim al üstüne geyer dibarlar
Samur kürklü beyleri var bu çölün
Kıbleye bakar pınarının akışı
Bülbüle hoş gelir gülün kokusu
Mısr'ın haznesini değer bakışı
Gözü kara cerani var bu çölün
Bülbülün figanı şol gonca güle
Gülün engeli de yanında bile
Yaz gelip de karışacak il ile
Eğri başlı güzeli var bu çölün
Karac'oğlan der de her dem öğünen
Güzel sevmedim kendi soyunan
Evliyanın hırkasını geyinen
Veysel-Kara bekçisi var bu çölün