Dadaloğlu halk âşıkı bir gâvur kızını haber almış. Âşık âşıkı arar derler, duramamış; hemen gâvur kızının yanına varmış. Araya bir perde gerilmiş, ikisi de sazlarını ellerine almışlar.
İlk önce gâvur kızı Dadaloğlu'na bir sorgu deyişi (Muamma) açmış:
Bire oğlan ıklaz odunsa,
Aşk ile ummana daldınsa,
Eğer beni âşık diye geldinse,
Gidebildiğin kadar gid Dadaloğlu
Oğlana meydan okumuş:
Biri oğlan, nerede idin yektep
Senin için oldu cemile mektep
Göğden inmiş yüzdört Kitap,
Dördü sofuda, yüzünü bul Dadaloğlu.
Dadaloğlu bu muammaya şu şekilde bir cevap ile karşılık vermiş:
Bir ağız var mı bundan geride?
Yetim hakkıdır vermezsin baride.
Dördü sofuda, yüzü peride.
Sofu Cin elinde hay Gâvur kızı.
Kız tekrar sazı eline alarak Dadaloğlu'na hitaben:
O kimdir deveye kendi meylin sardı,
O kimdir ki, Cennete sağ iken girdi;
Hak, dünya binasının hangi gün kurdu,
Viranesi Cuma günü hay Gâvur kızı.
demiş.
Dadaloğlu bu soruya şu şekilde bir cevap vermiş ve hemen gâvur kızını kendine bağlamayı başarmış:
Hazreti Ali kendi meylin Deveye sardı,
İdris Peygamber Cennete sağken girdi,
Dünyanın binası ulu Pazar gün kurdu,
Viranesi Cuma günü hey Gâvur kızı.
Kız Dadaloğlu'nun gücünü ve bilgisini teslim ederek islâm dinini kabullenmiş:
Bire oğlan! Bunu böyle mi dedi Eyip (Eyyüp),
Deşir dizginini eyleme seyip.
Perdenin arada kalması ayıp,
Kalksın perde ben Veli'yi görem.
Aradan perde kalkmış ve gâvur kızı İslâm olmuş.