Bundan birçok yıl önce Sultan Murat gününde Kozanoğlu ile Hükûmetelli Ramazanoğlu Hasan Paşa arasında senlik benlik çıkmış. Kargılar, cidavlar hazırlanmış, iki tarafın yiğitleri atlanmış, silâhlanmış, her derebeyine bağlı Kıyı beyleri askerlerini ortaya dökmüş. (O zamanlarda derebeylerinin beş on tane de kıyı beyi bulunurmuş. Kıyı beyleri Derebeylerine vergi verir ve gerekli olduğu zaman da askeriyle yardım ederlermiş.)
Savaş başlamış ve kan gövdeyi götürmüş, kelleler yuvarlanmış, ortalık mahşer yerine dönmüş. Bu gürültü arasında Kozanoğlu, Dadaloğlu'na haber salmış:
"Hadi âşık, göreyim seni. Beni aşağıya düşürme, destanını hazırla."
Hasan Paşaoğlu da âşığı yanına çağırarak: "Doğrudan ayrılma" demiş.
Dadaloğlu apışmış kalmış; iki cami arasında binamaz gibi şaşalamış, ne olursa olsun diyerek türküsünü söylemeye başlamış:
Sana derim sana da cebili Kozan,
Yedi sene döğünesen alaman nizam,
Dâvada kalamaz şol Sadrazam,
Sınırın Bozoktan kur Kozanoğlu.
Sana derim sana da ey Kozanoğlu,
Sefer açıp üstüne kakmam var benim.
Bu devri de eski devirden sayma;
Pençe vurup kimlerin sökmem var benim.
Dadaloğlu der ki, Bokluca beline çıkarım,
Meydan yerlerinde meşkine de bakarım,
Ala kanın Adana'ya dökerim,
Ünüm gider Hind'e, Yemene benim.
Bu son kıtadan sonra Dadaloğlu artık bütün destanı Adana beyine ayırıyor ve kahramanlığı Hasan Paşa oğlu kıyı beylerinden "karalar" tayfasına veriyor. (Karalar kıyı beyinin o zaman hükmettiği bölge; şimdiki Karataş, Tuzla çevresi ile Adana'nın doğusunda ve İncirlik dolaylarına Dededağ semtleridir.)
Karalar karalar ünlü karalar,
Davanızı ancak mahşer aralar.
Hacı Osman, tuttuğunu yaralar;
Ulaştı hayfını aldı karalar.
Avradelin don yumaya giderler,
Yine de kavgasın yaman ederler.
Bozdoğan gözünü ayırsın baksın,
Daha kime cidav atar karalar?
Hov; dedi de yarıya düştü,
Misis mehenk kurdu alasın açtı,
Karahacılı da, Kuzugüdenli,
Şambayadı bile hem yalın kaçarlar!
Dadaloğlu burada Karahacılı, Kuzugüden, Şambayadı aşiretlerinden Ramazan oğulları aleyhinde olduklarını anlatmaktadır.
Şüphesiz bu da o aşiretlerin deveci, davarcı olmalarından ileri gelir. Çünkü bu aşiretler aksi tarafı kayırsalardı yayla zamanlarında göçecekleri yaylalarda Kozanoğlu'ndan çekeceklerini pekâlâ tahmin ederlerdi. Zaten Kahacılı ve Kuzugüdenli'ye ait oymakların büyük bir kısmı yazın dağlarda buluşuyordu.
Dadaloğlu der de, şu bana noldu;
Aktı gözyaşlarım konik doldu.
Saatim ay da, günüm yıl oldu,
Gelip geçmez kara günden sayarlar.