Karacalı köyü, Türkmen aşiretlerinden Karacalı cemaatine mensuptur. Aşiretlerin iskân edildiği ilk dönemlerde Kırşehir Mucur kazasının güneyine düşen kayalık bir tepenin kuzeydoğu yamacına kurulmuştur.
Karşıdan bakıldığında tesbih tanelerinin ipliğe dizilişini andıran evleriyle bu köy, bağları bahçeleri ve çıplak tepeleriyle bölgeye has güzel bir manzara teşkil eder. Eteğinde akan öz ise köyün adeta hayat damarıdır. Üç yıl imamlık yaptığım bu köyün insanları, zeki, cömert, sevecen, nüktedan ve hoşgörülüdür. Yine köy halkından Paşanın İbrahim, nüktedanlığıyla o yörede büyük ün yapmıştır.
Yıllar önce bu köyden varlıklı birisi, yedi kızın biricik kardeşi oğluna çifte davullu, çifte sazlı bir düğün yapmak istemiş, develer, tosunlar, koçlar keserek akraba eşi dostu düğününe davet eylemiştir. Düğünde çifte davul eşliğinde halay çekildiği bir sırada köy halkından Halil adlı birisi, efkâra gelip silâhını ateşlemiş, silâhından çıkan kurşun ise amcası oğlu Benli Ali'ye isabet etmiş, kurşunu yiyen Benli Ali hemencecik düğün meydanında can vermiştir.
Genç yaştaki Benli Ali'nin ölümü iki tarafın da derin üzüntüsüne sebep olmuş, bu acıya daha fazla dayanamayan Benli Ali'nin diğer amcaları, Karacalı köyünü terkederek Karaboğaz ve Ecikağıl köylerine gidip yerleşmişlerdir. Bu acıklı olaya halktan birisi bu ağıdı söylemiştir.