O zamanlar Osmanlı hakimiyetinde olan Suriye'nin Halep vilayeti Rakka ilçesine sürgün edilen Türkmenlerin Cerit oymağı, çölün sıcağına dayanamayıp Orta Anadolu'daki eski yurtlarına dönmeyi arzulamaktadır. Bu sırada Osmanlı idarecilerine sırtını dayayan Urban Araplarının reisi, Ceritlerden Fettah Bey'in kızına talip olmuştur.
Rakka'dan Toroslara, oradan da Kırşehir'e doğru yola çıkan Silsüpüroğlu aşiretinin mensup olduğu Ceritler, önlerine çıkan Urban Araplarını yenip yollarına devam etmişler.
Antakya Reyhanlı Türkmen beylerinden Mürseloğlu namıyla bilinen bir bey, Ceritlerden yol geçit parası istemiştir. Fettah Bey'in, "Biz fakir aşiretiz paramız yok" demesi üzerine Mürseloğlu, "Paranız yoksa Ceritlerin güzel kızları olur, para yerine kız verin" demiş. Fettah Bey, "Biz Araba kız vermemek için nice savaşlar verdik" deyip savaşa başlamıştır. Kul Sadun, bu olayı şöyle dile getirmiştir:
Gel edek gavgayı etme bahane
Kuzgunun cırnağı değmez Şahana
Mürseloğlu sığdırmazlar cihana
Kolu bantlı delilerim var iken
Döndün mü dönesi benden yüzünü
Fettah beyim kara yazar yazını
Mürseloğlu ister Cerit kızını
Aslan gibi yiğitlerim var iken
Kul Sadun'um seçelim mi yozları
Dar edeyim şu konduğun düzleri
Sana yar olur mu Cerit kızları
Gözü kanlı Ceritlerim var iken
Mürseloğlu'nu yenilgiye uğratan Ceritler, yolda Fettah Bey'i yitirmelerine rağmen, yollarına devam etmişlerdir. Çarpışmaların birinde hafif yaralanan Fettah Bey, aldığı yarayı onuruna yediremediği için, kendini Ceyhan Irmağına atıp öldürdüğü söylenir. Fettah Bey'in ölümü aşirette derin üzüntüye neden olmuş, birçok ağıtlar söylenmiştir.
Atım var atlar içinde
Demir nalları kıçında
Eller göç etti gidiyor
Fettah Beyim yok içinde
Kara saçı burmayınan
Sicim bıyık sırmayınan
Adam kendini suya m'atar
Demir tene değmeyinen
Bu sırada, Osmanlı yöneticileri tarafından kandırılan Avşarlar, Ceritlerin önünü kesmek için Nizip yakınlarında pusu kurmuşlardır. Osmaniye - Bahçe ilçeleri arasında Ceritleri takip eden Avşarlar, Ceritlere saldırmış, çıkan kavgada Avşarlar büyük kayıplar vermişlerdir. Avşarlar buraya hâlen "Kanlı Geçit" demektedirler. Ozan Dadaloğlu kavgayı şu dizelerle dile getirmiştir:
Cerid'in göçü de üğründü geldi
Avşar'ın gafleti sinemi deldi
Gözü kanlı yiğit komadı kırdı
Boz Kartal'a pay pay oldu ölümüz
Cerid'in uyluğu duruyor atta
Avşar'ın hopuru çıktı Yarsuvat'ta
Biz bu öğüt ile kurtulmak dertte
Nerde kaldı akıllımız delimiz
Dadaloğlu bu iş böyle olmadı
Akıllımız delimize uymadı
Bre Cerid burda yerin kalmadı
Urumeli Kırşehir'dir yolunuz
Bölgede yaşayan bazı Kürt askerleriyle de birkaç kez savaşa girip galip gelen Ceritler, Kırşehir başta olmak üzere Orta Anadolu'ya gelip yerleşmişlerdir. Türkmenlerin Cerit oymağına mensup Ozan Kul Yusuf bu olayları aşağıdaki dörtlüklerinde bize şöyle aktarmıştır:
Cerid Rakka'dan sökün edince
Açılsın Urum'a yolu Cerid'in
Silsüpüroğlu Fettah Beyim ölünce
Kırıldı kanadı kolu Cerid'in
Toplansın aşiret birlik olalım
Biz bir zaman Elbeyli'de kalalım
Konuşalım bir karara varalım
Bozulmadan gitsin eli Cerid'in
Yüz atlımız daim ileri gitsin
Sağına soluna çok dikkat etsin
Pılışka vermeden menzile yetsin
Ziyarette aşsın yolu Cerid'in
Çekin göçü de Uruma dönün
Birecik altından Fırata inin
Azgındır suları keleğe binin
Bozaklıda akar seli Cerid'in
Sineği çok Nizip ovasına varmayın
Pusu vardır Şar dağına girmeyin
Urbanoğlu kız istiyor vermeyin
Koklatman yadlara gülü Cerid'in
Koç dağına çıktığımız duyarlar
Her tarafa çaşıt pusu kurarlar
Mürseloğlu seni neye sayarlar
O zaten ezelden kulu Cerid'in
Berikanlı Terikanlı semtimize gelemez
Kılıç çalıp önümüzde duramaz
Yolumuza çıkıp bacın alamaz
Onlardan sorulmaz halı Cerid'in
Seyfe'nin karşısı koca cebeldir
Cebeli aşınca seyfü seferdir
Yüz atlımız bin atlıya bedeldir
Dönerse silaha eli Cerid'in
Pusuya düşmeyin düz edin yolu
Sıcağa vurmayın evlad ayalı
Varıp konacağın Kırşehir eli
Keskin'de yayılır malı Cerid'in
Fettah Beyin köşek gibi gözleri
Ali Beyin pek tatlıdır sözleri
Burnu hızmalı da Cerid kızları
Deli etti Kul Yusuf'u dili Cerid'in