Merkeze bağlı Karalar Köyü sınırları içindeki Karakurt kaplıcası Kırşehir'e 16 kilometre uzaklıktadır. Kaplıcanın, Selçuklu hükümdarı Kılıç Arslan tarafından 1135 yılında yaptırılarak işletmeye açıldığı sanılmaktadır.
Semai Eyice, "Karakurt Kalender Baba Ilıcası" adlı yapıtında, mimarisinin Selçuklu karakterinde olduğunu ve bu tesislerin 13. veya 14. yüzyıllarda yapılmış olabileceğini yazmaktadır. Kaplıcanın yanında Kalender Karakurt Baba'nın türbesi vardır.
Çok eski çağlarda Kırşehir'de bir bey varmış, bu beyin hiç çocuğu olmamış, çocuk sahibi olmak için başvurmadığı doktor, ilâç, hoca bırakmayan bey, umudunun tükendiği bir sırada, bir gece konağında uyurken düşünde ak saçlı derviş kılığına giren Kalender Baba'yı görmüş. Kalender Baba, beye, "Filan mahallede yaşlı kocakarı ile sakat oğlundan vergi almaktan vazgeç ki oğlun olsun" demiş ve kaybolmuş. Heyecan içinde uyanan bey, memurlarına yaşlı kocakarı ve sakat oğlundan bundan böyle vergi alınmamasını emretmiş. Bir müddet sonra beyin bir oğlu olmuş. Beş altı yaşlarına değen oğluna sünnet düğünü yapan bey, herkesi çağırmasına rağmen Kalender Baba'yı düğününe çağırmamıştır.
Delikanlılık çağına gelen Beyin oğlu ansızın bir hastalığa yakalanmış, ünlü hekimler tarafından bir türlü çaresi bulunamayan bilinmez bir dert, günden güne beyin oğlunu yemiş, bitirmiş, yaralarından irinli kanlar akan oğlancık sonunda yataktan kalkamaz olmuştur. Üzüntüler içinde yine bir gece konağında uyuyakalan bey, düşünde ak saçlı derviş kılığında Kalender Baba'yı görmüş, Kalender Baba beye "Beni oğluyun düğününe çağırmadın ama oğlancığın gençliğine acıdım. Bu günden tez oğlunu al, filan yerdeki suyun kenarına bırak ve bir daha da oğlunu arayıp sorma." deyip gözden kaybolmuş. Çaresizlik içinde oğlunu götürüp suyun kenarına bırakan bey, verdiği söze uyup bir daha oğlunu arayıp sormamış. Her tarafı yara bere içinde uyuz bir kurdun her gün sürünerek gelip bu suya girdiğini takip eden oğlan, bir müddet sonra kurdun yaralarından kurtulup iyileştiğini görünce suya girip yıkanmış, suyundan içmiş, bir kaç gün içinde bütün dertlerinden kurtulup Kırşehir'e, babasının yanına dönmüş. Gözlerine inanamayan babası oğlunun anlattıklarını uzun uzun dinlemiş. Oğlunu kendisine bağışlayan yüce Allah'a şükran nişanesi olarak da, çamurlu suyun olduğu yeri bir kaplıca haline getirerek yanına da bir mescit yaptırmış. O günden bu güne kaplıcaya gelip dertlerine deva arayan insanlar buraya "Karakurt" kaplıcası demişler.
Karakurt kaplıcasının şifalı suları için, her biri bir ozan olan yöre halkı, aşağıdaki türküyü yakmış:
Nasıl methedeyim Karakurt seni
Şifalı suların incitmez teni
Dertliler çaresi garip dermanı
Kalender Baba'dır ulun Karakurt
Emirburnu derler yücedir dağın
Kudretten kaynıyor ılıca suyun
Mekanın durağın Karalar köyün
Kırşehir'den gider yolun Karakurt
Dertliler ah edip hasretin çeker
Emrazı karayı kavurur döker
Babayı belayı kökünden söker
Hasta iyi etmek huyun Karakurt
Varıp konsam eteğine salına
Çare bulsam sinemdeki yarama
Uyuz kurda dertli Bey'in oğluna
Bin bir derde deva suyun Karakurt