1918 yıllarında Kırşehir'e bağlı Çıkınağıl köyünde Götsüz Şükrü namında bir eşkıya türemişti. Bir müddet sonra bu köyden kovulan Şükrü, Çadırlı Hacıyusuf köyüne sığınmış, ata eğri bindiği için kendisine götsüz lâkabı takılmıştır.
Savcılı Dişi Kitli başta olmak üzere, aslen Yağmurlulu olup Sıdıklı'da oturan Abit ve bölgedeki diğer eşkıyalarla işbirliği yapan Şükrü, Arkadaşı Abit'in babasının evine küs giden feriğini kandırıp kaçırır. Olay Abit'e çok dokunur. Fakat tek başına köyü basmayı göze alamaz. Komutana 40 altın verir ve on kişilik müfrezeyle birlikte Abit, Çadırlı Hacıyusuf köyüne gelirler. Muhtar İsmail Çavuş'tan Şükrü'yü isterler. İsmail Çavuş, "Şükrü, hanımını buraya bıraktı, fakat kendisinin nerede olduğunu bilmem." der. Gece, Şükrü müfrezelerin yattığı odayı kurşun yağmuruna tutar. Sabahleyin Abit ile müfrezeler kadını alıp Kırşehir'e gitmek için yola çıkarlar. Abit'in ve müfrezelerin geçeceği Filikli Tepe mevkiinde yola pusu kuran Şükrü, Abit ve müfrezelerle çatışmaya girer. Müfreze çavuşunu öldürdükten sonra mavzerinin namlusundan girdirdiği kurşunla Abit'i yaralayan Şükrü, yaralı Abit'e çok işkence yapar. Hatta ayak tabanlarının derisini yüzdükten sonra öldürür.
Götsüz Şükrü, yaşlılığı dönemlerinde Kızılırmaktan kayıkla geçerken bindikleri kayık su almaya başlar. Kayıktakilere "Eşyalarınızı suya atın, kayık hafiflesin, bütün eşyalarınızın bedelini ben öderim." diye ihtarda bulunur. Kimse eşyasını atmaya yanaşmaz. Kayığın battığını görenler yüzüp kurtulmak için soyunurken Götsüz Şükrü, paltosunu sıkıca düğmeler. Bunu gören yolcular "Şükrü emmi, herkes soyunurken sen paltonu düğmeliyorsun." derler. O da "Ben bu yaştan sonra sizler gibi yüzüp kurtulacak değilim ya." der ve Kızılırmağın azgın sularında boğulur. Bu olay için söylenen ağıttan bazı mısralar:
Alnıma yazılmış soyha gaderim
Nice kara günler gördüm giderim
Yeksan oldu kayık suya gark oldu
Talihim buyumuş nasıl ederim
Girildi dümen tebdil bozuldu
Kadınlar da bir kenara düzüldü
Yavrusu kucakta ölen Fatike
İkisine bir mezarcık kazıldı
Adım Götsüz Şükrü eşkiya namım
Suların içinde çürüdü yanım