1919 - 1920 yıllarında, iç isyanlar ve eşkıyalık alabildiğine artmış bulunuyordu. Çapanoğulları bu isyanın elebaşılarındandı. Tüm eşkıya birleşmişti. Aynacı'nın Uşağı, Dişi Kitli, Katil İlyas, Çiçekdağlı Karamolla ve Çakır bunlar arasındaydı.
Çiçekdağı Avanoğlu köyünden alınıp Keskin Takazlı köyüne götürülen Çakır, yolda eşkıya arkadaşları tarafından iç hesaplaşma sonucu öldürülmüştü. O sıralar Yozgat Seyyar Jandarma Alay Komutanı olan Halit Bey, 250 eşkıyanın birleşerek Tokat ve Zile dolaylarında, bir jandarma müfrezesini pusuya düşürüp, bir yüzbaşı, bir başçavuş ve bir sıra çavuşunu öldürdüklerini bildirmişti.
Birinci ve İkinci Yozgat İsyanlarının bastırılmasında büyük başarılar elde eden Yüzbaşı Çolak İbrahim, Çiçekdağı bölgesine sızmış bulunan eşkiyayı takip etmiş, Yozgat yakınlarında bir köyde gizlenen Gödek Mustafa ve yedi kişilik çetesini kıstırıp öldürmüştür. Yine bu bölgedeki Kel Bekir'in beş kişilik çetesi de Çolak İbrahim tarafından Akdağmadeni yakınlarında yakalanmıştır.
Kürtlerden oluşan Aynacıoğulları ayaklanması; Kırşehir, Yozgat, Amasya, Çorum, Delice, Maden, Alaca, Mecitözü, Haymana, Sungurlu, Sorgun, Yıldızeli, Akdağmadeni, Çamlıbel, Tokat, Artova, Aksaray ve Çiçekdağı bölgelerini kapsayan büyük bir ayaklanma idi.
Halkın bir kısmının eşkıyaya yardımı nedeniyle bu ayaklanma oldukça uzun sürmüştür. Aynacıoğulları'nın yöneticileri: Rüştü, Ali, Hasan, Çerkez Musa adlı eşkıyalardır. Aynacı Rüştü, Ali, Hasan, asıl adlarını gizleyip Haydar adını kullandılar. Amca çocukları İsmail, Pazar'ın Çarksız köyünden Molla Mehmet ve akrabası Mustafa da Aynacıların yardımcılarıydılar. Aynacılardan başka Küçük Ağa, Deli Hacı, Deli Ömer, Kara Nazım ve Çopur Yusuf gibi birtakım insanlar faaliyetlerini sürdürüyorlardı.
Sayıları zaman zaman 500-600 atlıyı bulan Aynacı eşkıyası, karakollara baskın düzenliyorlar, şehirleri kasabaları ve köyleri basıp halkın malına ve canına kasdediyorlardı. Yozgat ayaklanmasında Çapanoğulları'yla birlikte hükümet kuvvetlerini arkadan vurmaya çalışan Aynacı'ya, Çayırözülü Hacı Ömer, Çerkez Hacı Bekir, Meçece lakabıyla anılan İdris gibi eşkıyalar da katılmıştı. 500-600 kişilik atlıdan oluşan bu topluluk, ellerinde yeşil bir bayrak olduğu halde Yozgat'a girmişler ve hükümet konağını, jandarma karakolunu, telgrafhaneyi işgal etmişlerdi. Cezaevinin kapılarını kırmışlar, mahkumları salıvermişlerdi. Şehirdeki askeri depolarda bulunan silahları, mühimmatları yağma ve talan etmişlerdir.
Hükümet kuvvetlerinin Yozgat'a geleceğini duyan Aynacı eşkıyası, şehri terkederek, Erzurumlu Kara Nazım (Postacı Nazım) ile birleşerek Zile taraflarına çekilmişlerdir. Yozgat, Çiçekdağı ve Sıtma bucağı civarında eşkıyalık eden Katil İlyas çetesiyle işbirliği yapan Aynacıoğulları, 200-300 kişilik bir kuvvet oluşturarak, 23 Eylül 1921 günü hükümet kuvvetleriyle, karşılaştılar ve yenilip kaçtılar. Ertesi günü Koyunculu ve Sarıkaya bucaklarında saldırıya geçtiler ve püskürtüldüler.
Geceleyin pusu kuran eşkıyalar, 25 Eylül 1921 günü sabahleyin hükümet kuvvetlerine baskın düzenlediler. Yozgat baskınında ele geçirdikleri tüfek, makineli tüfek ve bombalarla yapılan baskında hükümet kuvvetleri 25 şehit, 20 kadar yaralı verdiler. İyice azıtan eşkıya, yakaladıkları subay ve erlerin silahlarını aldılar. Don gömlek soyarak hakaret ettiler. Subay, er ve sivillerden birçok kimseyi de öldürdüler.
Eşkıyanın büyük bir tehlike oluşturduğunu gören Ankara hükümeti, bölgeyi Merkez Ordusu birlikleri ile korumaya karar verdi. 12. Tümen'den bir taburu, Yozgat Kuvve-i Takibiye Komutanlığı'nı, 27. Süvari Tugayı'nı, 55. Süvari Alayı'nı, Ankara'daki 61. Jandarma Süvari Alayı'nı, Konya Havalisi Müzaharet kıtalarını ayaklanmayı bastırmakla görevlendirdi.
Vatan topraklarını işgale girişmiş olan Yunan ordusuyla çarpışan hükümet kuvvetleri, bir yandan da bu eşkıyalarla mücadele etmek zorunda kalmışlardı. Hükümet kuvvetleri, aldığı tedbirlerle bu eşkıyaları önledi. Asiler birer birer teslim olmaya başladı. Çatışmalarda birçok adamını yitiren Aynacıoğulları'nın 18, Katil İlyas'ın 6 atlısı kalmıştı. 20 Kasım 1921'de Aynacıoğulları'ndan Hasan ve adamları, Sungurlu ve Alaca ilçelerinde kıstırıldı. Teslim olan son Aynacıoğlu ile bu ayaklanma bastırılmış oldu.
Orta Anadolu ve Kırşehir yöresinde yaşayan halkın malına, canına kasteden Aynacıoğulları'nın hükümet kuvvetleri tarafından ortadan kaldırılması üzerine, Aynacılar tarafından kardeşi öldürülen birisi şu ağıdı söylemiştir:
Dalında martini yağlı
Ahırda küheylan bağlı
Kurban olam anam oğlu
Tuttum amma ala kanlı
Martini elinde düştü
Hain Tozo geri kaçtı
Seni vuran Aynacı'nın
Gavur dölü domuz Rüştü
Koyun gelir sürüyünen
Gelin güler eriyinen
Silmeyin kabire koyun
Alnındaki teriyinen
Çarşıya kına geldi
Okkası ona geldi
Güvenmeyin Aynacılar
Müfrezeler çıka geldi
Aynacının uşağı
Belindedir fişeği
Zabitlerin düşmanı
Aynacının uşağı
Dinsiz gavur dine gel
Söz dinle de dile gel
Nice ocaklar yıktın
Nadim ol imana gel
Tozo, Mustafa Tozo adlı bir eşkıyanın lâkabıdır. Mustafa Tozo, Haymana'nın Tepekköy'ünde doğdu. Terkanlı aşiretinden Tozo adlı bir çiftçiyle yine aynı aşiretten Güle adlı bir kadının oğludur. Çevresinde yiğitliğiyle tanınan Mustafa, Balkan Savaşları sırasında askere alınmış, savaş bitiminde köyüne dönmüş, tekrar askere çağrılınca birkaç asker kaçağıyla birlikte dağa çıkmış, Haymana ve çevresinde eşkıyalığa başlamıştır.
Yakalanarak Eskişehir Cezaevine konan Mustafa Tozo, Sakarya Meydan Savaşı günlerinde 400 tutuklu ile Kayseri'ye nakledilirken Kırşehir yakınlarında kaçmayı başarmıştır. Milli Kuvvetlerin Yunanlılarla uğraşmasını fırsat bilerek, Cumhuriyetin ilânına kadar sahte isim altında Kırşehir ve yöresinde bazı eşkıyalarla iş birliği yaparak izini kaybettiren Tozo, 1924 yılında Haymana'da yakalanarak öldürülmüştür.