Eşkıya Dişi Kitli, aslen Kaman'ın Savcılı köyündendi, pireyi gözünden vuran adamdı. Çok eskiden beri eşkıyalık yapardı. Mülazimevvel (Üsteğmen) Hüseyin Bey (Köymen) Haymana'da Askerlik Şubesi Başkanıyken, kendisine bağlı iki jandarmayı Mehmet ve Mustafa Onbaşıları eşkıya Dişi Kitli pusuya düşürüp öldürmüştü. Ölen bu iki jandarma, eşkıya takibinde iken Dişi Kitli'yi Haymana Gölbek'te sıkıştırmışlar, Burumsuz'la, Şerefli köyünün arasında, Dişi Kitli bu iki jandarmayı alınlarının ortasından vurup şehit etmiştir. İki askerinin öldürülmesi Askerlik Şube Başkanı Mülazimevvel (Üsteğmen) Hüseyin Bey'i çok üzmüş, Dişi Kitli'yi öldürmeye yemin etmişti.
Bir müddet sonra Çiçekdağı'nda görevlendirilen Hüseyin Bey, eşkıya Dişi Kitli'yi Çiçekdağı'nın Teflek köyünde kıstırıp öldürmüş, adamları da Aksaray'a doğru kaçıp dağılmışlardır. Eşkıya Dişi Kitli'nin öldürülmesi dolayısıyla söylenen türkü:
Küheylana binmiş gümüşten eğer
Eğerin kaltağı hazine değer
Süleyman hazinesi bende var diye
Terkide heybesi altını sayar
Mülazim Hüssüyün (Hüseyin) binmiş atına
Kasteylemiş şu zalimin canına
Dişi Kitli haber salmış Çiçekdağı'na
Yalan dünya gayri bana dar diye
Dişi Kitli Aynalıyı terkiye almış
Çıkmış dağ başına sefaya dalmış
El alem içinde muarız kalmış
Gece gündüz işim ahu zar diye
Depiğine vurdun kapı uçurdun
Mamur konaklarda şarap içirdin
Cahdeyleyip tuttuğunu kaçırdın
O yerlerde benim ünüm var diye
Onca müfrezeye çaldın tüfeği
Kucağında ağlaşıyor bebeği
Yıktın harap ettin haneyi evi
Anası ağlıyor oğlum vay diye
Vurduğun Mehmet'in yavrusu Tufan
Mustafa onbaşının karısı tuvan
İki elimiz yakanda ruzu duvan
Ahirette hesap sorgu var diye
Müfrezeler tuttu her yanı sardı
Mülazim Hüssüyün tüfeği çaldı
Şu Dişi Kitli'nin ciğeri yandı
Yalan dünya gayri bana dar diye