Atatürk, Kurtuluş Savaşında kendisine büyük destek veren Kırşehir'e ikinci kez 1 Şubat 1934 tarihinde gelmiştir. Atatürk'ün yanında Kılıç Ali, Prof. Afet İnan, Falih Rıfkı Atay, Ruşen Eşref Ünaydın, bazı komutanlar ve diğer arkadaşları bulunuyordu.
Kendisini Kaman yakınlarında Kırşehir Valisi Nazım Bey ile oluşturulan heyet karşıladı. Kırşehir halkı tarafından coşkuyla karşılanan Atatürk, vilayette bir çok incelemelerde bulundu. Atatürk'ü karşılayan Kırşehir halkı hep bir ağızdan şu dörtlüğü söylüyordu:
Hoşgeldiniz Gazi Paşa
Düşmanları vurdu taşa
Milletinle ordun ile
Kemal Paşa binler yaşa
O zamanki adı "Memleket Hastanesi" olan kentin tek hastanesini ziyaret ettikten sonra ders dinlemeye bir okula giden Atatürk, bir çocuğa bazı sorular sormuş. Atatürk'ün şiir konusundaki sorusuna çocuk, aşağıdaki şu dizelerle yanıt vermiştir. Çocuğun okuduğu şiirden çok duygulanan Atatürk, cebindeki altın kalemi çıkartıp okulun öğretmenine hediye etmiştir.
Atam bu vatan minnettar size
Safalar getirdin Kırşehrimize
Çalışıp övünmeyi öğrettin bize
Bize emanetin fermanımız var
Gökte dalgalanan bayrağımız var
Düşmanlar sarmıştı yurdu her yandan
Çıkmadık bir umut kalmıştı candan
Şarkta güneş gibi doğdun vatandan
Nice şehit düşüp yatanımız var
Gazi Paşa gibi bir Atamız var
Al bayrağım kararmıştı solmuştu
Hain düşman yurdumuza girmişti
Asırlardır millet cahil kalmıştı
Şimdi kalem tutan ellerimiz var
Okuyup söyleyen dillerimiz var
Madenler işlenir cevher üretir
Esnaf sanatkarlar alır tüketir
Gayrı hiç kimseye olmayız esir
Yerli mallarını yapanımız var
Bizler eker biçer harmanımız var
Kimimiz dülgeriz kimimiz saraç
O Avrupa değil mi bizi koyan aç
Biz artık onlara olmayız muhtaç
Malımız satılır alanımız var
Derdimize derman bulanımız var