1934 yılında o zamanki Avanos'a bağlı Köşektaş köyünde Cafiye yeni yetme genç, güzel ve esmer bir kız idi. Aynı köyden Rafet adlı bir genç Cafiye'ye gönül verir. Amca oğulları Niyaz ve Mustafa Hüsnü'yü yanına alan Rafet, o sırada genç kızlarla gece el değirmeni ile bulgur çeken sevdiği Cafiye'yi kızların arasından alıp Sarılar köyüne doğru kaçırırken, olayı duyan Cafiye'nin dayısı Bekir, kızı ellerinden almak için silâhını alır, peşlerine düşer. Bunu gören gençler, "Gelme, niyetimiz kötü değil, Cafiye'yi Rafet aile etmek için kaçırdı." deseler de Bekir'in buna aldırmadığını gören gençlerden Rafet, elindeki silâhı telaşla ateşlediği gibi kızın dayısı Bekir'i oracıkta vurur, öldürür. Barak, Altıpınar köylerine uğradıktan sonra kaçıp Sarılar köyüne sığınırlar.
Bu sırada olayı duyan Avanos jandarması, Sarılar köyünü basar. Gençleri teslim etmek istemeyen köy halkı, jandarmaya biraz dirense de sonunda vazgeçer. Jandarmalar kaçakları alır, Avanos'a götürür. Rafet ve arkadaşları hapse atılır. Cafiye'yi de babasına teslim ederler. Bir müddet sonra Cafiye'yi babası şimdi Kozaklı'ya bağlı Abdi köyünden Mehmet adlı biriyle evlendirir. Bu evlilikte 6 çocuğu olan Cafiye, 1987 yılında vefat eder. Dayısı Bekir'in ölümü, Rafet'in hapse girmesi, ve Cafiye'nin de başka biriyle evlenmesi halkta üzüntüye neden olmuştur. Rafet'in amcasının kızı, bu trajik olaya şu türküyü söylüyor:
Köşektaş'tan çıktım bir akşam vakti
Topladı fistanı beline soktu
Kayanın dibine varıp durunca
Depreşme dedikçe Cafiye'm korktu
Bulgurun başında ben ettim işmar
Sarılar'a varınca oldum bin pişman
Sana diyom sana gelin Cafiye'm
Vuruldu dayın da çoğaldı düşman
Köşektaş'dan çıktım tüfek dalımda
Bekir dayın aman vermez ardımda
Tüfekler atıldı Cafiye'm korkar
Kurban olam hiç bırakma kolumda
Mezarın yanında müdafaa ettik
Köye giremedik Barak'a gittik
İlahi Cafiye'm ne ettim sana
Yoruldum dedikçe elinden tuttuk
Bizde çıktık Boztepenin başına
Kara saçı çatma etmiş döşüne
Cafiye'm dayanmaz kuru ayaza
Ver elini ellerime üşüme
Zalim Altıpınar misafir almaz
Sarılar köyünde hiç durmak olmaz
Yürü Cafiye'm Avanos'a varalım
Hükümet beyleri hiç aman vermez
Mezarın yanında da eyledik harbi
Bir elim tabancada birinde mermi
Ne olur Cafiye'm ağlayıp durma
Alnıyın yazısı da gördüğün görgü
Mezardan indik de yokuş aşağı
Tabancama süremedim fişeği
Ölürüm de vermez idim Cafiye'm
Korkak çıktı Sarılar'ın uşağı
Evimizin önü arpa ekili
Kimler olsun Rafet'imin vekili
Kurbanlar olayım güzel Cafiye'm
Topuz eylemişsin çalma kekili
Kalenin başında da ettik seyranı
Karalı geçirdik bu yıl bayramı
Bir mektup yollayın kadanız alam
Ben olayım Cafiye'min kurbanı
Rafet'im de Avanos'un yolunda
Demir kelepçeler bağlı kolunda
Üç gider de bir arkama bakarım
Daha gönlüm bu davalı gelinde
Koluma vurdular altı okka demir
Hükümet beyleri veriyor emir
Sana diyom sana nazlı Cafiye'm
Yiğidin alnına yazılan gelir
Çift kelepçe bağlamışlar koluna
Hele bakın şu Rafet'in halına
Sende mi ağladın kadersiz anam
Ele gelin giden benim yarime
Taramış zülfünü yıkmış kaşını
Kim onarsın şu Rafet'in işini
Mahkemede cebri götürdü deme
N'olur Cafiye'm yakma başımı
Yenice bağları erken bozulmuş
Jandarmalar karakola dizilmiş
Kurbanlar olayım gelin Cafiye'm
Bizim evrak Ankara'ya yazılmış
Çağlayıp akıyor şu Kızılırmak
Gayri bu ellerde hiç olmaz durmak
Kurbanlar olayım gelin Cafiye'm
Babayın muradı da elimden almak
Ben vurmadım senin Bekir dayını
Elimden aldırdım nazlı yarimi
Sana diyom sana nazlı Cafiye'm
Mapus damlarında sorma halimi
Acer bağımızda naneler biter
Durnası kazı da yalınız öter
Kurbanlar olayım gelin Cafiye'm
Onbeş sene mapus ne zaman biter
Köşektaş altında çifte pınarlar
İçerler suyunda bizi anarlar
Kimler sorar şu Rafet'in halini
Mapusa gireni öldü sanarlar
Emmim oğlu ne belalı başımız
Mapus damlarına kondu kuşumuz
Cafiye'm ifadeyi verdi de gitti
Gayri bir Allah'a kaldı işimiz
Görünüyor Avanos'un yolları
Dillendirdik konu komşu elleri
Rafet on beş sene mapus yiyince
Neye varır Cafiye'min nalları
Avanos'ta Kırşehir'e kalkarım
Evrak bozuh gelir ise çıkarım
Niye ah çekersin koca pederim
Birgün olur kör ocağını yakarım
Evlerinin önü büyük harımca
Avanos'ta mahkemeye varınca
Oturduğum yerden kalkamaz oldum
On beş seneyi de bende duyunca
Üç arkadaşım vardı biri Mustafa
Verin Cafiye'mi süreyim sefa
Sana derim sana gelin Cafiye'm
Şu kanunlar hiç gelmiyor insafa
Uzun olur Kırşehir'in kavağı
Allı vurun Cafiye'me duvağı
Kaderim böyleymiş gelin Cafiye'm
Ne sen gelin oldun ne ben güveği
Yurt mu tuttun Kırşehir'in dağını
Sen erittin yüreğimin yağını
Mapusa düşeni öldü belleme
Bir gün yeşerdirim gönül bağını
Kapıdan geçti de fesin eğerek
Kucağında bir kızını severek
Garip anan çift koşmuşta sürüyo
Yalnız kaldım kul görgüsü diyerek
Köşektaş da Kırşehir'e aralı
N'ola anam ben olaydım yaralı
Mapus damlarında günüm geçmiyor
Cafiye'm ellere gelin olalı
Çifte düğme dikmiş beyaz döşüne
Haydi gelin itaat et eşine
Eğer başkasına gelin olursan
Öleneçek kakıç kalır başına
Açın gardiyanlar kapıyı açın
Cafiye'm geliyor kenara geçin
Ayağına giymiş ince kundura
Bastığı yerlere sar'altın saçın
Yüksek kaymış havlusunun önünü
Bilmeyen yok Cafiyem'in ününü
Biz birleştik dayın ayırdı bizi
Cahildik düşünmedik işin sonunu
Mapus damlarında çektim ahuzar
Sarı saçını da ettim bergüzar
Aç pencereyi de zalim gardiyan
Canlarım sıkıldı değsin ürüzgar
Sırma saçı topuğunda sürünür
Aklıma düştükçe gönlüm yerinir
Çağırma türküsün Şerif Bibisi
Duyarsa Cafiye'm bize darılır