1969 yılı Ramazan ayında üç arkadaş, Mucur'un Seyfe köyünden ava gitmişlerdi. Seyfe gölünün etrafında avlanmak maksadıyla dolaşırlarken, Kayseri yönünden üç uçak geliyor, o sırada uçaklardan biri havada arızalanıp göle düşüyor. Olayı gören üç avcı göle girip uçağın yanına varıyorlar. Pilotun kanlar içinde baygın yattığını görüp sırtındaki atlet ve gömleği yırtıp kanamayı durduruyorlar. Bölgenin inmeye müsait olmaması, telsizle de haber alınamaması nedeniyle, diğer iki uçak Ankara'ya vardığında durumu yetkililere bildiriyor.
Ankara'dan gelen helikopter, yaralı pilotu alıp havalanırken, avcılar helikopterin pilotuna bizleri de burada gölün kıyısına çıkartın diye ısrar ediyorlar. Pilot "yer yok, alamam" cevabını verince karaya çıkınca sesleniriz bizi indirir diyerek o sırada havalanan helikopterin kenarına ikisi asılıyor. Pilotun haberi olmadığı için 45 - 50 metre yükselince kollarında güç kalmayan iki avcı gölün sularına kurşun gibi çakılıp ölüyorlar. Ali Rıza Güney 15.4.1969 yılında bu olaya şu şiiri yazmıştır.