1948 yılında o zaman Kırşehir'e bağlı Hacıbektaş kazasının Haşarılar köyünden Mehmet Dişli, zeki ve bilgili bir eğitmendir. Eğitmenin yaşadığı dönemlerde köyde ağalar-köylüler diye ayırım vardır. Varlıklı olan ağalar, 1850'li yıllarda, daha önce kendilerine büyük dedeleri Kadir Bölükbaşı zamanında yurtluk olarak verilen araziye, 33 bin dönüm üzerinden tapu almışlardır.
Köye toprak komisyonunun geleceğini haber alan köylülerden eğitmen Mehmet Dişli, bir gün köylüleri başına toplar ve kendilerine şunları söyler: "Ağalar, topraklarımıza tapu almışlar. Esasen 33 bin dönüm yerine 3034 dönüm olarak görünen tapuyu geçersiz kılmak için uğraşacağım. Tapuyu bozdurmak için bana yardımcı olun." demiştir.
Mehmet Dişli dediğini yapmış, tapuyu bozdurmuştur. Buna kızan ağalar, bir akşam üzeri eğitmen Mehmet Dişli'yi Hacıbektaş'tan gelirken köyün girişinde tuzağa düşürüp öldürürler. Karısı Şadiye bunun üzerine böyle bir ağıt yakar.