Eşrefoğlu, al haberi
Bahçe bizim, gül bizdedir
Biz de Mavla'nın kuluyuz
Yetmiş iki dil bizdedir
Bektaşi ve Aleviler tarikatlarıyle övünürler. Bunun için nefesler yazmışlardır. Bu nefesler arasında gerçekten başarılı olanlar vardır. Başka mezhep ve tarikattan kişiler, Bektaşi ve Alevilerle alay etmekte, onları aşağı gördüklerini çekinmeden söylemekte, hakaret olsun diye Alevilere «Kızılbaş» demektedir. Aleviler buna çok içerler, kızarlar. Ama, gerek Bektaşiler gerek Aleviler kendi yollarıyle övünmeyi sürdürürler. Kendilerinin «Güruh-i Naci», yani «Kurtulmuş topluluk» olduklarını söylerler. Hazreti Muhammed'in «Ümmetim yetmiş üç bölüğe ayrılacak, hepsi de cehennemliktir. Ancak bir bölüğü kurtulmuştur, cennet onlarındır» dediğini iddia ederler ve bu kurtulmuş kişilerin kendilerini olduğunu ileri sürerler. Öte yandan, Bektaşiliğe de «Tarik-i Nazenin» derler. İnce, duygulu, cilveli, nazlı yol demektir.
Övgü şiirlerinde güzel ince buluşlar vardır. «Bahçe biziz, gül bizdedir - Yetmiş iki dil bizdedir» gibi ince buluşlar yanında, mezheplerinin Caferi olduğundan, Hüseyni yani Ali soyunu sevdiklerinden, Alevi olduklarından kıvanç duyduklarını övünerek söylerler.