Kandihar Padişahının oğlu Şah İsmail bir gün avda gezerken bir Türkmen Beyinin kızı Gülizara rastlıyor; birbirlerini seviyorlar. Şah İsmail'in babası Türkmen Beyinden kızını istiyor. Türkmen Beyi razı oluyorsa da karısı onu fikrinden vazgeçiriyor; acele çadırlarını kaldırıp kaçıyorlar.
Şah İsmail kızı aramağa çıkıyor. Diyar diyar dolaşıyor. Yollarının birinde Gülperi adlı bir kıza rastlıyor. Bunun yedi kardeşi devlerle cengetmektedir. Yedi kardeşe yardım ediyor. Devleri mağlûbediyor. Kızla nişanlanıyor. Fakat yanında kalmıyor, Gülizar'ı bulmak için yoluna devam ediyor.
Günün birinde Arab-Özengi'nin sarayına varıyor; onunla savaşıyor. Şah İsmail savaşta düşmanını yeniyor. Meğer "Arab-Özengi" arap nikahı giymiş, güzel, kahraman bir kızmış. Şah İsmail'in derdini dinliyen Arab-Özengi ondan ayrılmıyor. Gülizar'ın bulunduğu Hint şehrine varıyorlar, kızı alıp kaçırıyorlar.
Yolda Gülperi'yi de alıyorlar, memlekete dönüyorlar.
Padişahın karısı oğlunun işlerini kıskanıyor. Padişahı kışkırtıyor. Gelinlerinin güzelliklerine tutulan padişah, Şah İsmail'i öldürtüp kızları kendisi almak istiyor. Ama, oğlunun yalvarmaları üzerine ölüm cezasını affediyor; gözlerine mil çektiriyor. Fakat kızları almak istediği zaman "Arab-Özengi" nin mukavemetiyle karşılaşıyor. Ordusu, pehlivanları bu kahraman kızı mağlûbedemiyorlar.
O sırada, dağ başında Şah İsmail'in gözleri de, güvercinlerin kendisine gösterdikleri ilâç sayesinde eski halini almıştır. Şah İsmail gidip babasının ordusuna asker yazılıyor. Arab-Özengi ile cenge tutuşuyor; kendini tanıtıyor. Beraberce kararlaştırdıkları şekilde padişahı öldürüyorlar. Tahta Şah İsmail geçiyor ve her üç kızla ayrı ayrı düğün yapıp muradına eriyor.
Şah İsmail, gözlerine mil çekileceği sırada babasına yalvarır:
Kurban olam eşiğinin taşına
Zulümdür Şah babam kör etme beni
Çevir beni validemin başına
Zulümdür Şah babam öldürme beni
Evlat da babanın serfirazıdır
Yiğidin şöhreti iki gözüdür
Gülizar Gülperi Şahın kızıdır
Zulümdür Şah babam kör etme beni
Bahçeler içinde bar senin olsun
Ayvalar içinde nar senin olsun
Gülizar Gülperi yar senin olsun
Zulümdür Şah babam kör etme beni
Yeni çektim Şah İsmail bir acı
Baba sensin benim başımın tacı
Keserler mi bağda fidan ağacı
Zulümdür Şah babam kör etme beni
Şah İsmail'in gözlerini çıkardıktan sonra, Viran-Bahçesi'ne bırakırlar. Orada bu türküyü söyler:
Viran Bahçesi'nde bu garip başlar
Akıttım didemden kan ile yaşlar
Söğüdün dalında ötüşen kuşlar
Kuşlar gözlerime derman veresiz
Yetiş Gayb ilinden bade verenler
Müşkülde kalanın dadın erenler
Üçler Beşlar Yediler Kırklar Erenler
Benim gözlerime derman veresiz
Şah İsmail de der nazırım nazır
Mevlam cümle işe kadir ü hazır
Yetiştir dermanım Boz-Atlı Hızır
Benim gözlerime derman veresiz