Havva ile çok yönlü bir akrabalığımız mevcuttur. Babası Hasan, babamın ablasının oğludur. Annesi de babamın hem amcasının hem de teyzesinin kızıdır. Havva'yı ölümünden bir hafta önce pazarda görmüştüm. Yüzünde bir masumiyet ve bir şey söylemeyi çok istiyor da sanki dili söylemez bir haldeydi. Bir hal hatır sorup, anne ve babasına selam söyleyerek ayrılmıştım.
Onların yürekleri dağlayan korkunç bir kaza sonucu ölümleri üzerine bir ağıt yaktım.
İzzet ile Havva Taşkale'de doğup büyümüşlerdir ve birbirleriyle komşudurlar.
Havva dört yaşında 37-38 yaşındaki babası Hasan'ı kaybetmiş öksüz kalmıştır. İki kız iki oğlanın en küçüğüdür. Annesi Avan Ayşe ona hem analık hem babalık yapmış, zor şartlar altında büyütmüştür. İzzet de yoksul bir ailenin çocuğudur. Havva ellerin derdini paylaşırken, kendi derdini ve sıkıntısını annesi ve kardeşleri üzülmesin diye saklamaktadır. Avan Ayşe, çocukları büyüdükten sonra Karaman'a yerleşir. Havva'nın abisi Şerafettin, okulda hizmetli olarak çalışmakta, ablası Şerife ise ebe hemşirelik yapmaktadır. Havva da fabrikada işçi olarak çalışmaktadır.
Havva ile İzzet 24 Nisan 1998'de evlenirler. İşleri güçleri yolunda gitmektedir, kendilerine ait evleri vardır. 1999'da Musa, 2004'de Yusuf ve 2006'da Esma olmak üzere iki erkek ve bir kız çocukları olur. Fakat İzzet kötü bir hastalığa yakalanır, gırtlak kanseri olur. Bu hastalık İzzet'in sağlığının yanı sıra psikolojisini de bozmakta, eşi ve çocuklarına olan davranışlarını da olumsuz yönde etkilemektedir. Havva bu durumdan çok tedirgindir ama annesini üzmemek için hiçbir şey belli etmemeye gayret göstermektedir.
Bir gün İzzet Taşkale'ye gitmek ister. Şerife'nin arabasının anahtarını Şerife'nin haberi olmadan alır. İzzet rahatsızdır ve araba kullanması da rahatsızlığı nedeniyle uygun değildir. Bu yüzden Havva gitmek istemez, çocukları da gönderme niyeti yoktur. İzzet ısrar edince çocukları annesine bırakıp ikisinin gitmesine razı olur. Ancak İzzet ısrar edince kabul eder. Ailenin tüm fertleri başlarına geleceklerden habersiz yola düşerler. Avan Ayşe'nin içi içini yemektedir. Yola çıktıktan sonra henüz Karaman Ereğli yolunun altıncı kilometresinde karşılarından bir tır gelir ve tırın altına girerler. Korkunç kazadan hiç biri sağ kurtulamaz ve beş kişilik bir aile yok olur. Havva'nın kaderi de babası Hasan'a benzemektedir. Babası da benzer bir kazada hayatını kaybetmiştir. Ateş düştüğü yeri yakar ve acılar, ağıtlar Avan Ayşe'ye, Şerafettin'e, Ali'ye, Şerife'ye ve İzzet'in yakınları ve sevenlerine kalır. Anne ve babaları 37 ve 39 yaşında olan çocuklar henüz 9, 4 ve 2 yaşında hayatlarını kaybeder. Beşi yan yana mezarlara koyulur. Korkunç bir kazadan sonra geride büyük acılar bırakırlar. Onguni de arkalarından "Beşlerin Türküsü" ağıdını yakar.