Demokrat Parti'yi gözel kız sandık
Çirkin çıktı kahpe çıktı dul çıktı
Alnım açık yüzüm ağ dedi kandık
Yüzü kara çıktı başı kel çıktı
Hırsızı vatandan sürek dediler
Köylünün dileğin verek dediler
Son zamanda bir gün görek dediler
Afat çıktı tufan çıktı yel çıktı
Bakın hallarına şu milletlerin
Açın kapısını adaletlerin
Mehdi diye gözlediğimiz zatların
Koltuğundan haç put çıktı nal çıktı
Zalım kan sorucu sultanlar gibi
Çaldı aklımızı şeytanlar gibi
Kükredi çengelli aslanlar gibi
Tilki çıktı çakal çıktı mal çıktı
Bunların mevki kazanmak fikiri
Düşünen kim bizim gibi fakiri
Has kumaşık dedi bize her biri
Kendir çıktı keten çıktı çul çıktı
Söz milletin dedi kendi söyledi
Hürriyet var dedi zulum eyledi
Altın paraları netti neyledi
Hazineden bakır çıktı pul çıktı
Al'İzzet ne dersin git sazını çal
(Git ey ahmak herif boş düdüğün çal)
Hikmete karışma tez gelir zeval
(Bu kısım okunmuyor)
Fitne çıktı Deccal çıktı mal çıktı
Al'İzzet'in varı bir partis'olur
Bir sazı bir sözü bir türküs'olur
Türkün bir Allah bir partis'olur
Çeşit çeşit parti çıktı yol çıktı
Bu şiir iki yazılış tarihi taşıyor. Biz 1946'da yazıldığı, ama 1952'de, yeni duruma uydurulmak için, değiştirilerek yeniden söylendiği kanısındayız.
Ali İzzet'in bu son dörtlüğü neden değiştirdiğini biliyoruz; 1952 yılında, Niğde'de bu şiir yüzünden sorguya çekiliyor. Yargıç Demokrat Parti yanlısı imiş. Defter II, No. 106'daki şiirde, o vakit ki Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın adının geçtiği bir dize var. Ali İzzet, "bu son dörtlüğü ben yazmadım", diyor yargıca, "başkaları değiştirmişler. Şiirin aslı şöyle olacak" diyerek dörtlüğün yukarıdaki biçimini okuyor.