1945 yılında bir yaz günü yağan şiddetli yağmur, Paşapınara ve kapuz çayı ile birleşip sel olur, Akçay'ı taşırır.
Akçay'ın karşı tarafında katilin Salih Mehmet kendi adıyla anılan kahvesine gitmek üzere atını çaya sürer. Suda birkaç kez atıyla birlikte batıp çıkar. Kahvede oturanlar olayı izlemektedir. Durumun, ciddi olduğunu gören Tevfik Duymaz adındaki biri Salih'i kurtarmak için çok uğraşır ancak başarılı olamaz. Sonunda sulara kapılırlar. Bir süre sonra at sudan çıkıp kahvenin önüne gelir. Ancak Salih kayıptır. Salih'i de beş yüz metre ileride boğulmuş olarak bulurlar.
Salih varlıklı bir aileye sahip, köyün sevilen sayılan bir gencidir. Geride gözü yaşlı genç bir eş ve dört çocuk bırakır. Köylüler duruma çok üzülürler ve Salih için bu olayı anlatan bir ağıt yakılır.