Bozhüyük kasabamız halkından Deli Mehmetoğullarından Murat oğlu Ümmet.
1312 doğumlu olan Ümmet'i askere salmamak için kardeşleri yabancı vilayetlerin birinden evermek isterler. Adana, Kayseri gibi komşu vilayetlerden evlenirse hükümet o zaman o kişiyi askere almazmış. Bu Kel Ümmet'in büyük abisi Osman, Adana'nın Kozan ilçesinde hapis yatar. Ortancıl abisi Mehmet Çavuş ise (Yemen Savaşı'ndan 10 yıl olmuş dönmemek şartıyla) Rusya, Tiflis, İngiltere ve Fransa'dan Yemen'e geçer. Yemen'de çavuş olarak savaşır. Ümmet ise köyde kalır. Ana yok, baba yok; öksüz ve bakanı da yok. Asker kaçağı Deli Mehmetoğullarından Murat oğlu bu Ümmet kaçar, ele geçmez. Bir gün dayısının oğlu Topal Hösün'ün oğlu Veli Çavuş, Kel Ümmet'in köye geldiğini Kengerler'den duyar, karakola şikayet yapar. Candarmalar köye gelir. Kel Ümmet haberlenir, kaçar. Candarmalar kovalar; köyün dışında, Cinni Oğlan derik, bu arazide sarıçiçek boyu almış otların içine ağzı aşağı yatar. Candarmalar tutama tutam gelip geçer. Karakol komutanı Omar Onbaşı geriden atınan gelir Ümmet'in üzerine. Bu arada Mulla Yusuf Hoca Ümmet'in olduğu yere gelir, "Bir şey var mı oğlum?" diye sorar. Ümmet, "Yok, hocam şunları atlat!" der. Yusuf Hoca teslim olmasını söyler. Ümmet, "Peki hocam" der, ayağa kalkar. Yusuf Hoca çağırır, "Omar Onbaşı, Ümmet burada!" der. O da gelir ve teslim alır. Ümmet'in ana bir, baba ayrı Menzi isminde ki bacısı tutama tutam arkasından gelmektedir ve gardaşının elleri kelepçeli olarak candarmaların arasında götürüldüğünü görür. Bekar kız olarak gadası Ümmet'e böyle bir ağıt söyler.