Kasabamız halkından; Kavşut'tan gelip yerleşim yapan, Veli Ka'nın oğlu Memili Ağa'nın ağıdı.
Bu Memili çok zengin bir vatandaştır. Dört sürüsü, dört yüzer, beş yüzer ayrı ayrı yayılır. Memili Ağa'nın her sürüde iki çobanı, affedersiniz iki köpeği olur. Tekesi ayrı, koçu ayrı bir dağa sürer. Çobansız olarak her teke on on beş tane; her koç on beş, yirmi tane, çobansız yayılır. Zamanı geldiğinde koç ve teke katımı güzün döner ayrı ayrı köyün yakınına gelir. Çobanları alır getirirler, koçları boyalar süsler, sanki bir damat misali koyunlara katar; tekeleri de keçiye katarlar. Bir gün Memili Ağa'yı bir tek oğlu ile Maraş paşası ister. Osmanlı zamanında Helep vilayet, Andırın kaza, Maraş sancaktır. Memili Ka buradan iki hayvana peynir, yağ, bal vesaire ne varsa yükler oğlunu da yanına alır Maraş'a varır. Maraş'ta iki gün kalan Memili Ka'ya ve oğluna dönerken; paşa, birer takım çuha giydirir. Bozhüyük köyüne dönerler. Bozhüyük köyüne gelen Memili Ka'nın oğlu çok geçmez nazar olur, ölür. Memili Ka, Kavşut'un muhtarıdır. Kavşut'tan Bozhüyük'e gelip yerleşince; Minik Fadime isminde bir bacısı vardır, muhtarlık ona kalır. Minik Fadime yedi yıl muhtarlık yapar. Kardeşi ölünce Fadime Hanım böyle bir ağıt söyler.