Yozgat'ta işlenen bir cinayet, iftira ile başka bir gencin üzerine atılır.
Hakim olan Şakir Efendi ifade alındığından beri gencin dürüst davranışlarına inanır. Delil yetersizliğinden dolayı çaresiz kalır ve genci hapseder. Genç de kabullenir. Uzun mahkemelerden sonra idama mahkum edilir.
Genç ve Şakir Efendi birbirlerini çok severler. İnfaz günü son sözü sorulduğunda; "Hakim Bey, sen bu cinayete inanma, bana yeter." der ve sandalyeye çıkar. İpi boynuna kendi takar. Şakir Efendi'ye sandalyeye tekme vurmasını ister. Şakir Efendi gözü yaşlı tekmeyi vurur ki o arada gözü kalabalığa takılır. Huzursuz heyecanlı titreyen birini görür. O anda idam sehpasında sallanan gencin hemen ipini keser ve yarı canlı genci tutar indirir. Hemen kalabalıkta genci yakalattırır. Genç, "Ben zaten bunun için geldim, vicdanım kabul etmedi, suç benim bu cezayı benim çekmem lazım." der. Tutuklanır.
Kurtulan gencin ölünceye kadar sicim izi boynunda hatta gömlek yakasını hiç kapatmaz, uzun müddet Şakir Efendi'yle dostlukları devam eder. Aynı genç o günün öyküsü olarak uzun hava tarzında "Şakir Efendi" türküsünü söyler.