Eskiler, "Kızı kardeşli yerden; koyunu, tarlayı arkaçlı (düz-dölek) yerden alacaksın" derler.
Avşar aşiretinin konup göçtüğü zamanlar, çadırların birinde dünyalar güzeli bir kız yaşardı. Bu kızın yedi tane erkek kardeşi vardı. Yedi kardeşin tek bacısı olmak büyük sorumluluk ister.
Zamanı gelince kızı isteyenlerin sayısı çoğalıyor. Yedi kardeşin yedisi de bacılarını çok sevdiklerinden bu konuda onu serbest bırakıyorlar. Kızı sevdiği bir delikanlı ile nişanlıyorlar.
Gel gelelim, onda gözü olan başka bir delikanlı bu işe acı biber oluyor. Kız hiç bir şeyden habersiz karşıdaki pınara helkelerini doldurmaya gidince, bir kocakarı, kızda gözü olan delikanlıya varıp:
- "Koş, ne duruyorsun, pınarda kız seni bekliyor" diyor.
Delikanlı atına atlayıp pınara varıyor, gerçekten kızın kendisini beklediğini, sanıyor.
Bu arada kocakarı, bu kez de kızın çadırına varıp kardeşlerine:
- "Ahey (amanın), şu kardeşlerin bacısı da bu haltı işler miymiş! Hele bir pınara bakın" diyor.
Elin oğlu ile kardeşlerini pınarda gören kardeşler köpürüp küplere biniyor. İlla da ortanca kardeşi ne olup bittiğini sormadan çakmaklı tüfeğiyle varıp pınarda bacısını vuruyor.
Bütün oba kızın başına toplanıyor, kız yaralı yaralı bu ağıdı söyleyip orada ölüyor.