Yerleşik düzene geçmeden önce, ta konar göçerlik zamanında, Maraşlı Bayazıt Beyi'nin kızını, Arap Ağa'nın oğlu Hüseyin kaçırır.
Ne var ki ünlü Bayazıtoğlu kızının kaçırılmasını bir türlü içine sindiremez, bunu bir namus meselesi sayar. O zamanlar bir beyin kızının kaçması, kaçırılması ele güne karşı büyük ayıp sayılırdı.
Bu düşüncelerden olacak, Bayazıtoğlu önce ince bir hesap yapar. Kızı kaçıranlarla barışır, hiç bir şey olmamış gibi davranır. Aradan biraz zaman geçince, bir gün Bayazıtoğlu, o sırada Kalbur Dağı'nda yaylamakta olan eniştesi Hüseyin'i ısmarlar, yanına çağırır.
Yapılan plandan haberi olmayan Hüseyin hemen kayın babasının yanına koşar. Hüseyin bir hafta kadar orada kalır, sonra da işlerini bitirip geri çadırlara dönerken, Bayazıtoğlu'nun adamları tarafından pusu kurulup öldürülür. Ayrıca, Bayazıtoğlu adamlarına Arap Ağa'nın yurdunu da yağmalatır. Bu yağma acımasız olur. Atlılar obayı basınca kız, kadın, çocuk çığlık çığlığa karışır. Hüseyin'in bacıları korkularından kayalıklara saklanır.