Güzel Şanlıurfa'mızı işgale gelen istila orduları şiddetli bir kış mevsiminde geceli gündüzlü çarpışmadan sonra işin kolay olmayacağını anlayarak şehri terketmeye karar vermişlerdir. Şehirden üç saat kadar bir mesafede ayrıldıktan sonra beraberinde bulunan kendilerine her hususta yardım eden Şanlıurfa'nın azılı Ermenilerinden gönüllü askerlerin, yol üzerindeki kuyulardan hayvanların için gelen köylü kızlarının namuslarına el atmak küstahlığında bulunmuşlar, bu hareketleri köylüler tarafından şiddetle mukabele gördüğü için işi silaha aksettiren Ermenilerin bu hareketine esasen içerlemiş bulunan köylülerin civar köylerden katılmasıyla düşmana ateş açmaları üzerine derhal Şanlıurfa'ya ulaştırılmış ve henüz elinde silahın namlusu soğumamış bulunan Urfa çeteleri koşar adımlarla köylünün imdadına yetişerek çetin bir muharebe başlamıştı.
Altı saat süren çok çetin çarpışmaya Şanlıurfa kadınları da omuzlarında su dolu tulumlarla çetelere su taşımak suretiyle iştirak etmişlerdi. Muharebe sonunda düşmen kamilen imha edilmiş, Türk'ün namusuna el uzatmak küstahlığında bulunan Ermeniler ile birlikte onları himaye edenler de cezalarını çekmiş bulunuyorlardı.
Şimdi her Şanlıurfalı elinde silahı muharebe meydanını zafer sevinciyle terk eden kalem ve kağıda hacet kalmaksızın güfte ve beste tamamlanmaya başlıyordu.