Sürmeli Kız, babası at yetiştiricisi, iyi nam salmış İshak Efendi'nin üç kızının en küçüğüdür. Evin en küçük kızı olması nedeniyle Sürmeli Kız'a yoğunlaşmıştır bütün ilgi. Ailesi onu bir erkek gibi büyütmüş. Ona kazandırılan bu özellikle babasına yardım eder, çiftlik işleriyle ilgilenirdi Sürmeli Kız. Çok güzel olması, iyi ata binmesi, hayvanların dilinden anlaması evlilik çağı gelen tüm gençlerin gözlerinin üzerinde olmasına neden olur.
İshak Efendi'nin çiftliğine yakın bir köyde Durak Ağa adında bir köylü yaşar. Ağa'nın da beş oğlu vardır ve çocuklarının içinde en çok ona değer verir. Adı Yiğit'tir ve evin en küçüğüdür. Babası ona iş güç yaptırmaz. Yiğit sadece gezer, dolaşır, düğün alaylarına katılır halay çeker, ava gider. Beraberinde hep en iyi arkadaşı Ali vardır.
Sürmeli Kız, büyüyüp serpildikçe yönünü dönüp kimseye bakmaz. Ancak İshak Efendi'nin kahyası onunla evlenmeyi kafasına koymuştur. Bu işe İshak Efendi de razı gelmekte, ancak kızının bu işe evet demesini şart koşmaktadır.
Tüm bunlar olup biterken Sürmeli Kız, ne kahyaya ne de başkalarına dönüp bakmamaktadır.
Sürmeli Yiğit de kendisine yanık olan köyün güzellerini bile görmezlikten gelmektedir. Zaman, Sürmeli Kız'ı ve Sürmeli Yiğit'i İshak Efendi'nin Boz Aygırı kaçınca karşılaştırır. Çünkü Boz Aygırı atın dilinden iyi anlayan kahya bile yakalayamamış, bu işe Sürmeli Kız talip olmuştur. Sürmeli Yiğit, Sürmeli Kız'ı beceriksizlikle suçlar. Can Ali'nin kısrak atını yem olarak kullanarak Boz Aygırı yakalar. Ertesi gün Hıdırellez'dir. O gün Sürmeli Yiğit'in annesi Zöhre ve Zeynep de Çamlık'a çıkmışlardır. Zeynep onu elde etmek adına tüm hilelere başvurmakta, yanık Kadir'i bile terslemektedir. Ne yapsa da Sürmeli Yiğit'ten yüz bulamamıştır.
Aynı gün yani Hıdırellez günü İshak Efendi de tüm hazırlıkları yapmış ailesi ve komşularıyla birlikte Çamlık'a çıkmıştır. Tesadüf eseri çadırını Sürmeli Yiğit'in çadırının yanına kurmuştur Sürmeli Kız. Kalplerine ilk aşk ateşi bu görüşmelerinde düşer. Bir ara Sürmeli Kız salıngaçta sallanırken eli yaralanmış, Sürmeli Yiğit onun kanayan elini mendiliyle sarmıştır. Sürmeli Kız'ın kardeşleri o anda onların bakışmalarından birbirine vurulduklarını anlarlar. Bu arada kalaycı Dursun ve arkadaşları biraz sarhoş olmuş vaziyette İshak Efendi'ye saldırırlar. Ancak Sürmeli Yiğit onların aralarına girerek dost olmalarını sağlar. Yenilir, içilir, eğlenilir. Hatta Sürmeli Yiğit'in davul, zurna eşliğinde çektiği halayı büyük bir ilgiyle seyreder, alkışlarlar.
Akşam olup ayrılık vakti gelince buna en çok Sürmeli Kız ve Sürmeli Yiğit üzülür. Sürmeli arkadaşlarını köye gönderip İshak Efendi'yi takip edip nerede oturduklarını öğrenir. Eve girmek ister ama iri bir bekçi köpeğinin engeline takılır. Bu işe çözüm bulmak üzere kalaycı Dursun'un yanına gider. Dursun, bu aşkın sonunun iyi olmayacağını söylese de Sürmeli onu dinlemez. Kızın evinin önüne gelerek bir hastalık numarasıyla kapının önüne düşer. Oradan geçen yaşlı bir kadın kapıyı çalarak yardım ister. Yardıma elinde dolu bir tas su ile Sürmeli Kız gelir. Sevdiğini karşısında gören Sürmeli Kız çok şaşırır ve ona hemen köye dönmesini, kendisinin de geleceğini söyler ama bu durum neticesiz kalır. Sürmeli Kız Yiğit'in arkadaşı Can Ali vasıtasıyla onunla sürekli görüşür. Ondaki değişikliği fark eden kahya ve çiftlikteki ihtiyar dostu onu bir gün takip eder ve yakalarlar. İhtiyar dostu onu vurmak ister ama kahya buna mani olur. Kahya onu sevdiğini ve evlenmek istediğini anlatır, Sürmeli Kız da onun bu teklifini kibarca reddeder. Durumu İshak Efendi'ye ileten kahya, Sürmeli Kız'ın bir daha evden kaçmaması üzerine hapsettirir.
Durak Ağa ve Zöhre Ana bu durumu yani kızın hapsedilmesine önceleri memnun kalırlar ama Sürmeli Yiğit'in dostu Can Ali durumu hazmedemez. Zaten Yiğit'e sevdasını her hareketiyle belli eden Zeynep de duru kabullenmiştir. Çocuklarının günden güne eridiğini gören Durak Ağa ve Zöhre Ana, İshak Efendi'nin çiftliğine giderek oğullarına Sürmeli Kız'ı isterler. Her seferinde güler yüzle karşılanmalarına rağmen istekleri kabul görmez. Son gidişlerinde ise İshak Efendi bu durumdan sıkıldığını belli edercesine onları çiftliğinden kovar.
Artık onların sevdaları dillere düşmüştür artık. Herkes İshak Efendi'ye lanet okur. Sürmeli Kız ise sevdasının ateşiyle:
Yozgat seni delik delik delerim
Kalbur alır toprağını elerim
Eğer anam beni sana vermezse
Koyun olur ardınsıra melerim
diye türküsünü bitirmeden sesi bahçede duyan ve düğünlerde çalıp söyleyen tefçi kadın içeri girer; "Unutmadan bir daha söyle" der. Türküyü iyice ezberine alan kadın düğünlerde bu türküyü söyler. Kulağına kadar giden bu türküye karşılık vermek için aşklarının ilk filizlendiği yere, Çamlık'a çıkar Sürmeli Yiğit. Tabakasından sigarasını çıkartıp daha yakmadan:
Çamlığın yolları bükülür gider
Siyah saç ardına dökülür gider
Bir yiğit de sevdiğini almazsa
Mahşere dek beli bükülür gider
diyerek aşkının büyüklüğünü haykırır. Onların söylediği bu türküler diyar diyar dolaşır dillerde.
Sürmeli Yiğit'i günden güne eriten bu çıkmaz karşısında arkadaşları onu rahatlar gerekçesiyle Bafra'ya çalışmaya götürürler. Orada rastladıkları bir kervancı vasıtasıyla Sürmeli Kız'a devamlı mektup yazar Sürmeli Yiğit. Çünkü kervancı sürekli Yozgat'a gidip gelmektedir. Mektup, önce kalaycı Dursun gelmekte, ondan kahyaya ve Sürmeli Kız'a iletilmekte ve yine aynı şekilde Sürmeli Yiğit'e mektuplar ulaştırılmaktadır.
Dillerde dolaşan bu sevda yüzünden İshak Efendi'ye duyulan lanet ve beddualar iyice artmaktadır. Kimse onun nalbant dükkanına gidip atını nallattırmamaktadır. Yanında çalışanların hepsi onu yalnız bırakmış, koyunlarına gelen hastalık hepsini elinden almıştır. Tüm bunların yanında Sürmeli Kız'a eziyet eden kardeşi bir sarhoşla evlenmiş, pişmanlığı bile çare vermemektedir. Diğer kardeşi ise bir kuyuya düşüp ölmüştür Sürmeli Kız'ın. Tüm bunlardan ders çıkaramayan İshak Efendi daha da aksileşir ve Sürmeli'yi kahyayla evlendirmeye kalkışır. Bunu kabul etmeyen kahyanın da işine son verir ve yıllarca hizmetini gören kahyayı kovar. Çok geçmeden bir atın çiftesiyle zalim İshak Efendi de ölür. Günden güne eriyen, hastalanan Sürmeli Kız ve annesi kalakalmıştır ortalıkta. Yozgat halkı onları bu durumda yalnız bırakmaz, ziyaretlerini, yiyeceklerini, giyeceklerini eksik etmezler. Ama Sürmeli Kız'ın rahatsızlığı iyice artmış, kan tükürmeye başlamıştır. Son isteği Sürmeli Yiğit'i dünya gözüyle bir daha görmektir.
Dursun, kervancı vasıtasıyla Sürmeli Yiğit'e bir mektup yazar. Mektubu okur okumaz Can Ali ile birlikte yollara düşen ve hasta olan Sürmeli Yiğit, Muslubelen Yokuşu'na gelince ruhunu teslim eder. Can Ali ve Sürmeli Kız'ın ihtiyar dostu ağlayarak onu ziyaret ederler. Sürmeli Kız durumu anlamış halde çevresine toplanan Yozgatlılara kendisinin onun yanındaki mezara gömülmesi vasiyet eder.
Yozgatlılar, kısa bir zaman sonra ölen Sürmeli Kız'ın mezarını, Sürmeli Yiğit'in mezarının yanına defnederek onun vasiyetini yerine getirirler.