Urfa'da öteden beri şehirde, köylerde ve göçebe aşiretler arasında odalarda kahve kaynatırlar, misafirlere ikram ederler. Bu eskiden beri Urfa'nın örf ve ananesidir ve halen devam eder. Kahve denilince mazisi çok geniştir. Acı kahve pişirmeyen herhangi bir köy ağasını ve aşiret reisini ayıplarlar.
O zaman bir kahveci çırağı varmış. Bu çırak hem kahve döver, hem de kavurur, piştikten sonra ustasının işi olduğu zamanlarda misafirlere dağıtırmış. Aynı zamanda saz çalıp, türkü ve hoyrat okurmuş. Fakat gizliden gizliye aşık olduğu sezilirmiş.
Eskiden Urfa'da bir adet vardı. Kahvecilere, hamamda çalışanlara, kuşçulara kız vermezlermiş. Bu nedenle de aşık olduğu kızı alamamıştır. Hem kızın aşkı, hem fakirliğin verdiği acıdan müteessir olup, bu türküyü dile getirmiştir.