Urfa yöresinde aşiretler arasında dolaşan aşk şairleri vardır. Bu şairler, aşiret reislerinin çadır odalarında rebap çalıp, gördükleri güzel kızları ve genç delikanlıları metheder, onların üzerine türkü söylerlermiş.
Günün birinde Urfa'nın "Tek Tek" dağlarında bir aşiret reisinin çadırına bu rebap çalan şairler uğrayıp üç gün misafir olmuşlar. Oda kısmında olan misafirleri eğlendirirlermiş. Bazen harem tarafına da geçerlermiş.
Uğradıkları aşiret reisinin çok güzel bir kızı varmış. Bu yörede o kızın güzelliği dillere destan olmuş. Bu kızı görmüşler.
Bu şairler, bazen Suriye ve Irak tarafında dolaşırlarmış. Suriye'ye geçtiklerinde gene bir aşiret reisinin çadırına misafir olmuşlar, oradaki aşiret reisinin yakışıklı yiğit bir oğlu varmış.
Bu şairler, Urfa tarafında gördükleri aşiret reisinin kızının güzelliğinden bahsederler. Oğlan, kızın güzelliğini duyunca görmeden aşık olur. Bu şairler bir kaç ay geçtikten sonra tekrar Urfa'ya gelip, o aşiret reisine misafir olurlar. Bu defa oğlanın yakışıklılığından bahsederler. Kız da oğlanı görmeden aşık olur.
Oğlan görmeden aşık olduğu kızı görmek için Urfa tarafına gelir ve o çadıra misafir olur. Reisin kızı da kırmızı fermanesini giyip, diğer kızlarla beraber çadırın oda kısmının önünden geçerken oğlanın gözü kıza takılır. Bakar ki şairlerin bahsettiği kız oymuş. Kız da oğlanı görür ve şairlerin methettiği oğlanın bu olduğunu tahmin eder.
Gece oda dağıldıktan sonra herkes çadırına gider. Gece epey geçtikten sonra o kız yatağına gelir ve oğlana sarılır. Kız, "korkma geldiğimi kimse görmedi" diye oğlanı rahatlatır. İkisi de sohbet ederek uykuya geçerler. Sabah olmuş herkes odaya gelir ve oğlan sesten uyanır. Kızı sessizce uyandırarak "kalk baban duyarsa ikimize de öldürür" der. Oğlan kalkar gider, odada oturur.
Sohbet arasında bir gencin, kızın nişanlısı ve amcası oğlu olduğunu anlar, şaşırır. "Şimdi halim ne olacak" der ve morali bozulur. Oğlan bir iki gün daha kalır. Kızın babası oğlana der ki "oğlum, kusura bakma bizde adettir, misafirden üç güne kadar hiç bir şey sorulmaz, fakat senin atına baktım çok iyi bakılmış, silahından ve giyiminden anladım ki bizden daha da üstün bir aşiret reisinin oğlusun, gelişinin sebebi nedir?"
Kızın amcası oğlu bu gencin geliş sebebinin ancak kız isteme olabileceğini söyler. Misafir olan genç böyle bir niyetinin olmadığını, amacının aşiretleri gezip, görmek olduğunu söyler. Kızın babası yeğenine, "oğlum iyi konuştu ama benim bir tek kızım var, onu da sana nişanladım, ikinci bir kızım olsaydı, onu da bu gence verirdim" der.
Kızın nişanlısı "ben nişanlımı buna bağışladım" der. Amcası da kabul eder. Düğün hazırlığına girişir, nikahlarını kıyarlar ve evlenirler.