Seferberlik yıllarında askere alınanlar, ya çok uzun yıllar sonra döner, ya da hiç dönmezlermiş. Hele bu gidilen yer Yemen ise, geri dönme ihtimali hemen hemen hiç olmazmış. Çünkü gidenlerin çok azı sağ olarak geri dönüyormuş.
Erzincan'dan bir delikanlı, uzun yıllar sevdiği kızla nihayet evlenir. Gelinle bir hafta bile birlikte kalamadan, askere alınarak Yemen'e gönderilir. Bunun üzerine hem gelin, hem de kendisi çok üzülür, ama çare yoktur, vatan hizmetine gidilecektir.
Askere giden delikanlıdan uzun bir zaman haber alınamaz. Bunun üzerine kendisinin öldüğüne kanaat getirilir. Bir süre sonra da bu delikanlının babası, oğlunun hanımını, yani gelinini kendisiyle evlenmeye ikna eder ve geliniyle evlenir.
Aradan birkaç sene geçer. Delikanlı bin bir türlü meşakkatten sonra askerliğini bitirerek Erzincan'a döner, köyüne gider. Evine varır ki, hanımı ev damında hamur yoğuruyor. Hanımı kendisini görünce şaşkınlık geçirir ve ağlamaya başlar. Delikanlı hanımına, sevineceği yerde neden ağladığını sorar. Hanımı iki gözü iki çeşme, durumu olduğu gibi delikanlıya anlatır. Delikanlı bu durum karşısında, beyninden vurulmuşa döner. Delikanlının başına gelenlere köy halkı da çok üzülür.