Noksani'nin kendi notlarından:
"1949 yılından itibaren 3 sene Murgul'da kalmıştım. Orada kaldığım zaman fabrikada, rüşvete çok düşkün fen memuru Süleyman Bey isminde biri vardı. Her izine gidenden, gelirken en az 3-5 kilo yağ, bal ve peynir derken bütün mahiyetini haraca bağlamıştı. Kendisine rüşvet getirmeyenin katiyen ne yevmiyesine zam yapar, ne de prim verirdi.
Derken onun servisinden çıkmaktan başka bir çare kalmazdı. Bu yüzdendir ki hiçbir zaman iyi geçinemezdik. Bir defa izne gidip döndükten sonra ilk günde, herhalde getirmiş olduğum hediyeyi gece veya yarın göndereceğimi ümit ederek, mırın kırın ve yarım ağız bir merhabadan sonra iş mahallini teslim etti. Çalıştık, zaman geçti.
İkinci izine gidip döndüğüm zaman, nerede işbaşı yapacağım diye sorduğumda, surat sekizi çeyrek geçe bir tavırla; 'Ben bilmem, servis şefine çık' dedi. Geçtik, şefe çıktık. Başka bir teknikerin iş sahasında vazife verildi, işimize devam ettik.
Çok geçmeden yeniden izinden gelenden 4 kiloluk bir demlikle hususi mahiyette hazırlanmış balı rüşvet olarak aldığını ve diğer servisten bu durumları duyan personelin bu vaziyetle uğraşmakta olduğunu öğrendik. Ben de bu günleri fırsat addederek başladım."