93 Harbi denilen 1877'deki savaşta Osmanlı Devletinin yenilmesi sonucu, 4 Haziran 1878'de geçici olarak İngiltere'ye bırakılan Kıbrıs'ta 300 yıllık Türk hakimiyeti sona ermiştir. O günden bu yana Rumlar, adada yaşayan Türklere baskı uygulamaya başladı. 1974 Temmuz ayında Yunanistan'daki cunta yönetimi Kıbrıs'taki enosis yanlısı EOKA-B örgütüyle birlikte düzenlediği bir darbeyle Cumhurbaşkanı Makarios'u devirdi. EOKA militanı Nikos Sampson, devlet başkanlığına getirildi. Rumlar, Türklerin oturduğu şehir ve köyleri basarak çoluk çocuk, kadın, yaşlı demeden toplu katliamlar yapmaya başladılar.
Türkiye Zürih, Londra anlaşmalarına göre adadaki Türkleri korumak için müdahale hakkının doğduğunu üçüncü garantör devlet olan İngiltere'ye bildirdi. İngiltere, Türkiye'nin müdahale hakkını kullanmasına karşı çıktı. Amerika'nın gönderdiği arabulucu Josep Sisco da oyalama siyasetine başvurunca, Kıbrıs'taki katliamları ve Türk varlığını korumak için adaya asker çıkarmamız zorunlu hale geldi.
Çıkarma, 20 Temmuz 1974 sabahı, zamanın başbakanı Bülent Ecevit tarafından bütün dünyaya duyuruldu. 1000 kadar Kıbrıslı mücahit de Türk birliklerine yardımcı oldu.
Uluslararası kamuoyu, harekatın bu aşamasında Türkiye'yi destekler göründü. Bu harekatla Kıbrıs'taki anarşist Sampson, iktidardan uzaklaşmak zorunda kaldı. Klerides, Rum yönetiminin başına geçti. Bir süre sonra da Makarios adaya geri döndü.
Cenevre'de toplanan Türk, İngiliz ve Yunan dışişleri bakanları Kıbrıs'ta barışı görüştüler. Görüşmelerde Türklerin güvenlik içinde yaşamasına olanak verecek bir anlaşma sağlanamadı. Dışişleri Bakanı Turan Güneş'in "Ayşe tatile çıkabilir." parolasıyla 14 Ağustos'ta harekatın ikinci aşaması başladı. Yabancı devletler, harekatın ikinci aşamasına karşı çıktılar. Amerika Türkiye'ye silah ambargosu uygulamaya başladı. Bu günden sonra Türkiye karşıtı baskılar başladı.
Tüm bunlara rağmen, adadaki Türk toplumu güvenlik içinde bir yaşama kavuştu.
1950'de olduğu gibi 1974'te de Rumlar'm Türkler'e yaptığı kıyım, Anadolu'da büyük infiale neden olmuştur. Halk, genç ihtiyar demeden askerlik şubelerinin önüne yığılarak Kıbrıs'ta savaşmak istediklerini bildirmişler. Birçok şair, bu harekata şiirler söylemiştir. Şiirlerinde Garip mahlasını kullanan Kırşehirli büyük usta Neşet Ertaş'ın bu harekat için yazıp kasete okuduğu şiir şöyledir:
Baş kaldırdı Yunan durmaz göründü
Ağırbaşlı sabretti durdu Türkiye
Zaptetti Kıbrıs'ı vermez göründü
Bu işi dünyaya sordu Türkiye
Anlattı derdini dünyaya Türkçe
Çaresiz kalınca başına tekçe
Düşündü taşındı mert oğlu mertçe
Yerinde bir karar verdi Türkiye
Kırk milyonuz bir olunca hepimiz
Açıldı Akdeniz'e gemilerimiz
Sarıldı süngüye Mehmetlerimiz
Sonunda zafere erdi Türkiye
Bir Garip aşığım kendi halimde
Adımız söylendi dünya dilinde
Girne Magosa şimdi Türk'ün elinde
Mertliğin gününü gördü Türkiye