Türkünün hikayesini Erkan Oğur şöyle anlatıyor:
Derya Bengi ile söyleşisinden
Türkünün aslı "Neden Geldim Amerika'ya" dır. Bir Ermeni'ye ait. Bu adam 1920'lerde memleketi Harput'tan Amerika'ya göç ediyor. Önce Bandırma'ya geliyor, gemiye binip New York'a gidiyor. Orada yaşamaya başlıyor. Amerika'ya çok da uyum sağlayamıyor. Memleketi özlüyor ve orada, yine bu bölgeden müzisyenlerle, Harput yöresi folkloruyla bir beste yapıyor. Anonim değil yani, bir beste.
O yörenin folklorundan etkilenerek, "Neden Geldim Amerika'ya" nın hikayesini yapıyor. Hem yörenin aksanı, hem Ermeni'nin Türkçe konuşmasını düşünün, koyu bir aksanla, çok güzel bir sesle söylüyor. Taş plak olarak kaydediliyor.
Ben 89-90 yılları arasında Amerika'dayken "Jerry Silverman" adlı bir müzikolog sayesinde farkettim bu türküyü. Çok hoşuma gitti. Ben de Amerika'dayım, memleketi çok özlüyorum, bir iki kere öyle söyledim. Sonra bir baktım, "Neden Geldim İstanbul'a" lafı çıktı ağzımdan. Birdenbire bizim İstanbul'daki durumumuza ne kadar denk düştüğünü gördüm. Göçü anlatan bir şey.
***
Aksiyon dergisi, 22 Temmuz 1995 tarihli yazı:
O türkü, Aşil Ponolos adlı, Harput'tan Amerika'ya göç eden Elazığlı bir Ermeni vatandaşımızın bestelediği bir türküdür. New York'ta bir taş plakta çıktı. Amerika'da 1992 yılında, Amerika'ya göç eden göçmenlerin müzikleri ile ilgili bir kitap yayınlamış olan 'Jerry Silverman' adlı bir müzikoloğun, kitabında Harput yöresinden kullanmak istediği bir türkü idi. Bana 'bu parça hangi makamdadır, ne anlatıyor bu adam?' gibi sorular sordu, açıklama istedi. Ben de türküyü bu vesileyle ilk kez o zaman dinlemiştim.
Türkünün orjinal ismi "Neden Geldim Amerika'ya" imiş ve taş plak kaydı varmış. Tipik Harput yöresi müziği, Harput peşrevi çalınıyor, klarnet, cümbüş, kanun, vurma sazlar kullanılıyor. Çalgıcılar çok kötü çalıyorlardı plakta. Belli ki New York'ta oradan buradan bulunan müzisyenlerle kaydedilmiş. Aşil Ponolos çok güzel okumuş, tam bir hafız tavrıyla söylemiş ezgiyi. Koyu Elazığ ve Ermeni lehçesinin karışımıyla oluşan bir Türkçe'yle "Neden geldim Amerika'ya?" diyor. Hafız Burhan cinsi, yanık bir sesi var Ponolos'un.
Ponolos, Elazığ'dan New York'a göç ediyor. Bu arada memleketini özlüyor, fakat Amerika'yı da seviyor ve oradan kopamıyor. "Tek seni şirin Amerika, görmez olaydım" diyor türkünün içinde. Buna türkü demek de doğru değil, ne türkü ne şarkı, çünkü Elazığ ezgilerinin kendine has özellikleri var.
İstanbul'un bugünkü durumu ile New York'un eski hali arasında benzerlikler olduğunu gördüm. Bugün de Anadolu'dan İstanbul'a göç etmiş, yüreği yanık, İstanbul'a hem isyan eden, hem de onu çok seven insanlar var. Onların öyküleri de Aşil Ponolos'un öyküsüne çok benziyor.
Amerika'da, "Neden geldim Amerika'ya" yerine, "Neden geldim İstanbul'a" diye mırıldanıyordum, bu benzerliği gördüm, "Neden Geldim İstanbul'a" böylece Aşil Ponolos'un öyküsünden esinlenilerek ortaya çıkmış oldu.
Ne yazık ki benim bulup ortaya çıkardığım ve "Neden Geldim İstanbul'a" diye tanıttığım parça, bazıları tarafından alındı, kullanıldı.
***
Erkan Oğur'un bahsettiği kayıt:
https://www.youtube.com/watch?v=NLoekQOQ5RM