Söylediği türkülerin bir kısmının sözlerinin kendisine ait olması, Zaralı Halil'in sanatkarlık yönünü bir kat daha artırmaktadır. Türküleri genellikle bir öyküye dayanır. Çevresinde olan olaylar, ona doğrudan tesir eder. Sanatçının duygulu, zengin dünyasını harekete geçirerek birbirinden güzel türküler söylemesine, besteler yapmasına sebep olur.
Hastalıklar, ölümler, depremler, sevdalar, soğuklar, dağlar, onun türkülerinin konusu olmuştur.
Bir gün yakın köylerden biri yanına gelir: "Genç yaşta kızım öldü, doktora götüremedim, yüreğim alev alev yanıyor, bir türkü söyle kızıma" der.
Zaralı Halil'in içi burkulur, kızın babasının yaşadığı acıyı o da yaşamaya başlar.