Yıllar önce ilçede iki genç evlenir. Evlendikten birkaç ay sonra delikanlı gurbet yoluna düşer. Gurbet elinde bir iftiraya uğrar, düşer hapishaneye. Yıllarca yattıktan sonra saçı sakalı ağarmış olarak çıkar hapishaneden, tutar köyünün yolunu.
Aklından yavuklusu çıkmaz, o erin. Acep yavuklusu duruyor mu, yoksa başka birisi ile mi evlendi? Köy yoluna koyulur. Varınca köye, yavuklusunun koynunda bir delikanlı yatıyor. Ne bilsin kendi oğlu olduğunu.
Bari der, karnımı doyurayım da, yine çekip gideyim gurbet ellere ve bu türküyü söylemeye başlar.