Hayatı hakkında bilgimiz yoktur. Aşığın şiirleri etrafında teşekkül eden "Valeh ve Zernigar" hikayesinden öğrendiğimize göre, Karabağ'daki ustası Aşıg Semed'e çırak olmuş, icazet aldıktan sonra Derbent'e gitmiş, orada Aşıg Zernigar'la atışmış, onu mat ettikten sonra tekrar memleketine dönmüştür.
Yüzyılında daha ziyade lirik şiirleriyle şöhret kazanan aşıklardan birisidir. Yukarıda Aşıg Semed'e çırak olduğunu söylemiştik. O, bu hadiseyi şiirlerinde sık sık tekrar eder. Aşağıdaki dörtlük onun ustası ile olan münasebetini anlatması bakımından mühimdir:
Üstadım Semed'dir, sakin-i abdal,
Gören tek yüzünü nitgin olur lal,
Deyişende vermir hafize macal,
Men Valeh'em, ona gürre, sen nesen?
Yine şiirlerinden öğrendiğimize göre, mükemmel bir dini eğitim almıştır. Haliyle dini tesir kendisini şiirlerinde de hissettirmiştir. O, klasik şiiri ve Aşık Şiiri'ni çok iyi öğrenmiştir. Bu arada Azerbaycan Edebiyatı'nı da öğrenmeyi ihmal etmemiştir. Valeh, tarihi de çok iyi bilmektedir. Bu bakımdan onun "Cahanname"si dikkatimizi çekmektedir:
Nece padişahlar geldi sahib-i ceng,
Cemşid-i Cem, Nuşirevan u Huşeng,
Deryanus, Hülagü, Çingiz, Teymurlenk,
Onlardan bircesi bu zaman hanı?
Daha sonra Rüstem, Zal, Aristo, Eflatun, Lokman gibi filozof, kahraman ve hekimlerden bahseden aşık, ustası Semed'in de ölümünü şöyle anlatmaktadır:
Dünya sende Aşıg Semed var idi,
Nezm ü şe'ri le'l-i göherbar idi,
Bir gözel aşgine giriftar idi,
Onun kimi pes behr-i Umman hanı?
O, klasik şiirin üstadlarını, destan kahramanlarını anlatırken yine dünyanın geçiciliğini anlatmaya çalışır:
Hanı Hosrov, Hesen, Yusif, Züleyha,
Hanı, Esli, Kerem Vamig ü Ezra,
Şeyh Sen'an sevmiş idi bir tersa,
Onların bircesi bu zaman hanı?
Hafiz ü Nevan, Füzuli, Cami,
Şeyh Sedi, Hilali, Ürfi, Nizami,
Dünya sende geşt eyleyib temami,
Firdovsi tek nezmi dürrefşan hanı?
Hanı Molla Penah, bivefa cahan,
Tehellüsü "Vagif", nezmi dürrefşan,
İndi eylemisen hak ile yeksan,
Tapmag olmaz o kamalda can hanı?
Onun şiirleri etrafında teşekkül eden "Valeh ve Zernigar" adlı bir halk hikayesi yayımlanmıştır. Bu halk hikayesinde; yukarıda da belirttiğimiz gibi Valeh'in Semed'e çırak olması, ustasından icazet aldıktan sonra Derbend'e gitmesi, orada hiçbir aşığın mat edemediği Zernigar'la karşılaşması, onu yenip, memleketine dönmesi hadiseleri manzum bir şekilde anlatılır. Bu "dastan" sayesinde Valeh'in şiirleri günümüze kadar küçük değişikliklerle de olsa gelebilmiştir.
Lirik şiirleri samimi ve akıcıdır. Onun koşmalarında dini tahsil ve halk dilinin tesiri açıkça bellidir; mecazları mükemmeldir:
Sallana sallana bağa çıhanda,
Serv gametinden hecalet çeker.
Lale yanağından, nergiz gözünden,
Gonça gülüşünden nedamet çeker.
Onun geraylıları da samimi ve akıcıdır:
İtirmişem maralımı,
Bir sinesi yaralımı,
Gündüz sebr ü gerarımı,
Gece yuhun kesen dilber.
Bu ne adetdir insanda,
İhtiyar goymadın canda,
Bu zülm olmaz Müselman'da?
Kafir misen, nesen dilber?
Şiirlerinin bir kısmını Hüseyin Müfti Efendi Gayıbov ve Feridun Bey Köçerli toplamıştır. Onun bir vücutnamesi, Rusça olarak sonuncu zat tarafından yayımlanmıştır. Bundan başka, aynı yazarın "Azerbaycan Edebiyatı Tarihi Materialları" isimli kitabının birinci cildinde Valeh'in hayatı ve şiirlerinden örnekler verilmiştir.
Onun kendisinden sonraki aşıklar üzerinde büyük tesiri vardır.