18. yüzyıl aşıklarındandır. Ancak bazı kaynaklar onu 17. yüzyılın aşığı olarak göstermektedir (Telli Saz Üstadları, 20). Doğum ve ölüm tarihi belli değildir. Elimizde bulunan çok az sayıdaki şiirlerine bakarak onun usta bir aşık olduğunu söyleyebiliriz.
Geraylı ve koşma türlerinde söylemiş olduğu şiirleriyle tanınmaktadır. Onun koşmalarında "vasiyetname" ve "üstadname" özelliklerini bulabiliriz. O, daima, doğrudan, adaletten yanadır. Şiirlerinde kötülük yapanların, adil olmayanların, zulmedenlerin er geç cezalarını çekeceği anlatılmıştır. Dünyanın geçiciliğini ve tamahkarları anlatan "Nedi" redifli koşması bu düşüncelerini açıkça dile getirmektedir:
Gelin size men erzimi eyleyim,
Ağil olan, bu dünyada var nedi?
Dünya bir bostandı, pozular geder,
Çiçek nedi, yemiş nedi, bar nedi?
Bu dünyada çoh çoh şirin mal olu,
Tamahkarlar halı müşkül hal olu,
Gol burulu, gulag batı, lal olu,
Gohum nedi, gardaş nedi, yar nedi?
Edebi sanatlardan bilhassa mübalağa sanatını şiirlerinde ustaca kullanmıştır:
Göye çekse baş tayalar,
Felek onu tez payalar,
Her külüng çapmaz gayalar,
Her iyidden Ferhad olmaz.
Yukarıda, şiirlerinin "üstadname" özelliği taşıdığını belirtmiştik. Üstadnamelerde atasözleri ve hikmetli sözlerden faydalanılır. Bugün bizde "vardığın yer kör ise, bir gözünü kapa", "sorulmadık yerden çıkma", "üstüne lazım olmadık işe karışma" gibi atasözü ve deyimlerle anlatmaya çalıştığımız konuyu o, bir şiirinde şöyle ifade etmektedir:
Sen nüdreten bir meclise varanda,
Yahşı eyleş, yahşı otur, yahşı dur,
Dindirende me'rifetden ver heber,
Gören desin berekallah yahşıdı.
Elimizde çok az sayıda şiiri olan Dellek Murad, ancak antolojilere girebilmiştir. Hakkında belli başlı bir çalışma yapılmamıştır.