1935 yılında Amasya'da doğdu.
Türk Sanat Musikisinin o güzel havasına aile çevresi içerisine terennüm ederek yoğruldu. Musiki ile içiçe olan aile çevresinde musikiden uzak olarak çalışması mümkün değildi. Özbakır; kendisini musikiye yönelten ve Türk Halk Müziğini seçmesinin sebebini şu şekilde anlatmaktadır:
"Beni Türk Halk Müziğine iten şey şöyle başladı: İstanbul Radyo sanatçılarından Amasyalı Alaaddin Palandöken'in ailesi Kuba mahallesinde, yani bizim mahallemizde oturuyorlardı. Alaaddin ağabeyimiz Amasya'ya ailesini ziyarete geldiğinde biz de ailecek hoş geldine gittik. Bize saz çaldı neşelendirdi. Bir ara sazını istedim, baktım bir iki teline dokundum. Benim bu merakım karşısında Alaaddin ağabey bana bir saz almamı önerdi. Hiç unutmam; On iki lira yetmiş beş kuruşa 6 Şubat 1952 Çarşamba günü bir saz aldım. Türk Halk Müziğine böylece başlamış oldum."
1954'de kurulan Musiki Cemiyetine iştirak etti. Değerli hocaları İsmail Acardağ ve Saadettin Sünbül'den dersler aldı. Musiki Cemiyetine devam ederken o güne kadar sahip çıkılmamış Amasya türkülerinin hocaları tarafından derlendiğini gördü. Bu arada Türk Halk Müziği derleme tekniğini de hocalarından öğrenmiş oldu.
Türkü derleme çalışmalarını Özbakır şu şekilde anlatmakta:
"Bugüne kadar bir çok türkü derledim, derleme esnasında pek çok güçlüklerle karşılaştım ama memleketime kazandırmaya çalıştığım ve kazandırdığım türküler her türlü güçlüğü yenmeme vesile oldu. Türkünün başka bir türküye benzemesi, varsa hikayesi, sözlerini ve müziğin mahalli olmasına dikkat ettim."
İlk derlediği türkü Kuba mahallesinde isminin açıklanmasını istemeyen kimden alındığı yerine "Musiki Cemiyetinden deyin" diye ısrar eden bir hanımefendiden aldı. Bu ilk derlediği türkü, hocaları tarafından da beğenilmesi üzerine daha büyük bir gayrete girdi.
Türk Halk Müziği üzerinde kendisini yetiştiren Özbakır yıllar sonra kendisini Amasyalı, musikiye meraklı gençlere ders verir duruma getirdi. Halk Eğitimi Merkezinde açtığı Türk Halk Müziği kursları neticesinde Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığının 1985 yılında açmış olduğu "Seçici Kurul ve Türkü Derleme" seminerine katılarak belge aldı.
Bu arada gerek Musiki Cemiyeti ve gerekse Halk Eğitimi Merkezinde pek çok sayıda talebeler yetiştirdi. Şu anda Türkiye Radyolarının sevilen sesleri arasında yer alan Amasyalı Seyit Al ve Yaşar Topçam isimlerini iftiharla zikretmektedir.