On üçüncü asrın ortasiyle on dördüncü asrın ilk yarısında yaşamış alan Erdebilli Şeyh Safiyeddin'in soyundan gelen İsmail Safevi 1486-87'de doğdu. Şiirlerinde Hatayi tapşırmasını kullandı. İsmail Safevi'nin babası Şeyh Haydar'dır. Anasının babası olan Uzun Hasan'ın ölümünden sonra İran ve Azerbeycan'da beliren kargaşalıklardan faydalanmasını bilmiş olan İsmail Safevi, dillerini konuştuğu ve kültürlerini benimsediği şii-alevi Türkmen aşiretlerini başına toplıyarak 1502'de Şirvanı, Azerbeycan'ı, Irak'ı aldı ve kendini şah ilan etti. Bundan sonra Şah İsmail'in savaş yılları başlar. Bu savaşlar, Şii kızılbaşlığı temsil eden Şah İsmail ile Sünniliği temsil eden Osmanlı Hükümdarı Birinci Selim ve Özbek Hanı Şiybani arasında olmuştur. 1510'da Merv'de Şiybani'yi yenerek Horasan'ı alan, fakat 1514'te Çaldıran'da Birinci Selim'in önünde yenilerek hükümet merkezi Tebriz'i ve Musul'a kadar I bütün Irak'ı kaybeden Şah İsmail savaşlarına devam etti. Gürcistan'ı aldı ve Osmanlı Padişahına karşı Avrupa hükümdarlariyle birleşmek istedi; 1517'de Papa X uncu Leon ze Kayser Maximilian ile ittifak tasavvurunda bulundu. Bu ittifak, daha sonra V inci Karl tarafından Şah İsmail'e teklif edildi. Fakat tasavvur halinde kaldı.
Hatayi, 1524'te Erdebil'de öldü. Ancak, onun Anadolu zümreleri üzerindeki manevi nüfuzu devam etti. Ve Safevi tahtına oturan oğulları tarafından bu nüfuz boyuna işlendi. Anadolu kızılbaşları İran Şahlarına daima bağlı kaldılar ve onlara dayanarak zaman zaman isyanlar çıkardılar.
Farsça ve aruz vezniyle de şiir yazmış olan Hatayi, asıl şöhretini Türkçe ve halk şairleri geleneğine uyarak yazdığı demelerine borçludur. Hatayi, XVI ncı asır klasik Türk edebiyatının Azeri lehçesi sanatkarları arasında da mühim bir yer tutar.